30 Haziran 2015 Salı

MIZRAK ÇUVALA SIĞMAZ

MIZRAK ÇUVALA SIĞMAZ
Pyotr Pyotroviç Posudin,aldığı izmasız mektup üzerine N. Kasabasına gitmek için
köy yollarında,troyka ile gizli geziye çıkmıştı.
Yüzünü yakasının arasına gizleyerek:
Kar gibi tepelerine ineceğim”diye hayal kuruyordu.”Bir sürü yolsuzluk etmişler,rezil
herifler, şimdi de her şeyin gizli kapaklı kalacağını sanıyorlar...Ha-ha....Tam zaferlerini
kutladıkları bir sırada: Çağırın bakayım buraya falanla filanı! Dediğim zaman duyacakları
korkuyu,şaşkınlığı bir düşünün.Kim bilir nasıl afallayacaklar! Ha-ha-ha..”
Doya doya hayal kurduktan sonra Posudin,arabacı ile konuşmaya başladı.Şöhret
peşinde koşan bir insan olduğu için her şeyden önce kendinden söz açtı.
Sen,Posudin’i tanıyor musun?”
Arabacı gülümseyerek:
Nasıl tanımam” dedi.”Tanırız onu!”
Peki niçin gülüyorsun?”
Tuhaf şey!En küçük katibe varıncaya kadar herkesi tanıyoruz da Posudin’i tanımaz
mıyız!Zaten onu buraya herkes tanısın diye tayin etmişler.”
Orası öyle..E,söyle bakayım,senin fikrince nasıl bir adam?”
Arabacı esnedi.
Zararsız...iyi bir efendi,işini bilir...Buraya tayin edileli iki yıl bile olmadı,ama
ne işler becerdi.”
Önemli bir şey mi yaptı?”
Bir çok iyi işler yaptı,Allah ondan razı olsun.Demiryolunu buradan geçirtti,
Hohryukov’un işine son verdi...Bu Hohryukov’un ucu bucağı yoktu...Hergelenin biriydi.
madrabazdı,öncekiler hep onun suyuna giderlerdi.Posudin gelir gelmez Hohryukov’dan
eser bile kalmadı...Böyle işte!Posudin,rüşvet yemez,birader,hayıt!Sen ona yüz ruble,
bin ruble ver,almaz,günaha girmek istemez ...Hayır.”
Posudin,neşelenerek:
Allah’a çok şükür,hiç olmazsa beni bu yönden anlamışlar”diye düşündü.”Buna
çok sevindim.”
Arabacı devam ederek:
Okumuş bir adam”...dedi.”Kibirli değildir...Bizimkiler ona şikayete gitmişlerdi,
efendilerle konuşuyormuş gibi muamele etmiş,hepsinin elini sıkmış,”Buyurun,oturun”
demiş...Ateş gibi bir adam,çok da çalışkan..Hiç doğru dürüst konuşmaz,hep fırt fırt!
Sonra hiç yavaş yürümez,hep koşar durur! Bizimkiler ona bir tek söz söylemeden hemen
Arabayı hazırlasınlar!” diye bağırmış,doğru buraya...Geldi,her şeyi yaptı..Bir kapik
bile almadı.Eskisinden çok iyi !Gerçi öteki de kötü adam değildi.Gösterişli,azametliydi,
bütün ilde ondan daha üstün bir sesle hiç kimse bağıramıyordu...Bir yere teftişe gittiği
zaman on fersah öteden duyulurdu;ama gösterişte,çalışkanlıkta şimdiki ötekinden
çok daha üstün!Şimdikinin kadasındaki akıl ötekininkinden yüz kat çok..Yalnız bir
yönü kötü...Her bakımından iyi adam,ama bir şeyi kötü:Ayyaşın biri!”
Posudin:
Sen nereden biliyorsun benim..şey onun ayyaş olduğunu?”
Tabii,bayım,ben onu sarhoş görmedim,yalan uyduracak değilim,ama söylüyorlar..
Onlar da sarhoş görmemişler, ama böyle bir söylenti dolaşıyor..Herkesin bulunduğu
yerlerde yahut misafirlikte,toplantılarda hiç içmez.Kendi evinde çekiyor...Sabah
yatağından kalkar,gözlerini ovuşturur ovuşturmaz;votka,diye bağırır!Uşak hemen
bir bardak votka getirir,o,bunu yuvarlar yuvarlamaz bir bardak daha ister...Böylece
bütün gün çeker.Çeker,ama hiç belli etmez!Demek kendini tutmasını biliyor.Oysa
bizim Hohryukov içtiği zaman yalnız insanlar değil,köpekler bile ulurdu! Posudin’in
burnu kızarsa bari!Çalışma odasına kapanır,çek babam çek..Yabancılar bunu görmesin
diye yazı masasının bir gözüne bir lastik boru uydurmuş.Bu çekmecede her zaman
votka hazır duruyormuş..Boruya şöyle eğilip emdin mi,sarhoş oldun gitti...Arabaya
bindiği zaman da çantasında taşıyor..”
Posudin,dehşet içinde kaldı:
Nereden biliyorlar? Aman Allah,bunu bile biliyorlar! Ne rezalet!”
Kadından yana da öyle...Köftehor!(Arabacı güldü,başını çevirdi)Rezalet vesselam
Yedekte on tane kadar bulunduruyor...İki tanesi kendi evinde oturuyor..Biri şu,
Nastasya İvanovna,vekilharç gibi bir şey,öteki de,kahrolasının adı neydi? Hah,Lüdmilla
Semyonovna,katip yerine.. Ama Nastasya başta gelir.Bu ne derse o olur...Posudin’i
kukla gibi oynatıyor.Her şey onun elinde.Ondan korktukları kadar Posudin’den
bile korkmuyorlar...Ha-ha..Üçüncü aşifte de Kaçalniy sokağında oturuyor..Kepazelik!”
Posudin,kızarak:
Adlarıyla biliyor,diye düşünde.Hem de kim biliyor?Şehre bile inmeyen bir müjik,
arabacı! Ne rezalet,iğrenç,bayağı bir şey!”
Sinirli sinirli:
Bütün bunları nereden biliyorsun?” diye sordu.
Söylüyorlar..Kendim görmedim,ama işittim.Hem öğrenmek zor mu sanki? Uşakla
seyisin dilini kesemezsin..Belki Nastasya da sokak sokak dolaşıyor,talihinden söz ederek
övünüyordur.İnsanların gözünden hiçbir yere kaçamazsın...İşte örneği;bu Posudin
yeni bir adet daha çıkardı.Teftişlere gizli gitmek istedi..Eskisi bir yere gitmek istedimi
bir ay önce haber verirdi.Yola çıktığı zaman da öyle bir velvele,öyle bir gürültü kopa-
rırdı ki,Allah korusun! Önden atlılar,yandan atlılar,arkadan atlılar koştururdu.Gideceği
yere gider,uyur,yer içer,sonra haydi bakalım iş üzerinde çene çalmaya..Çene çalar,
tepinir,gene uyur,geldiği gibi geri döner...Şimdiki de bir şey duydu mu,gizlice çabucak
oraya gitmeye kalkışır,kimse görmesin,anlamasın diye..Maskaralık! Memurlardan
gizli evden çıkar,haydi trene...Gideceği yere kadar gider,posta arabası yahut kibarca
bir şey değil de bir mujik arabası tutar.Başını kadın gibi sarıp sarmalar,yolda da,
sesinden tanımasınlar diye,kart köpek gibi hırlar durur.Bunları anlattıkları zaman
gülmekten katılırsın.Gider budala,sanır ki onu kimse tanımayacak.Oysa bu işlerden
anlayan hemencecik tanır onu.”
Peki nasıl tanıyabilir?”
Basbayağı.Eskiden bizim Hohryukov, gizli seyahat ettiği zaman biz onu yumruğunun
ağır vuruşundan anlardık. Eğer müşteri çene kemiğine indirirse anlardık ki bu Hohr-
yukov’dur. Posudin’i ise bir bakışta tanımak mümkün ...Bayağı bir yolcu,bayağı
hareket eder,ama Posudin,sadeliğe uyacak adam değildir.Örneğin:Bir posta durağına
gelir,hemen söylenmeye başlar!...Pis kokuyor,aman sıcak,of soğuk..Piliç getir,meyve
getir,her çeşit reçel hazırla...Posta duraklarında artık öğrenmişlerdir;birisi kışın piliç
ile meyve isterse bil ki Posudin’dir.Eğer birisi menzil amirine:”Azizim”derse bunun
Posudin olduğuna yemin edebilirsin.Hem onun kokusu de kendine göredir.Yatağa da
kendi usulüne göre yatar...Menzilde kanepeye uzanır,çevresine lavanta serper,yastığının
yanına üç tane mum koymalarını emreder.Yatar kağıtları okumaya başlar...Artık nasıl
bir adam olduğunu menzil amiri değil,kedi bile anlar..”
Posudin:
Sahi,sahi”...diye düşündü.Nasıl oldu da daha önce bunu akıl edemedim.”
Zaten onu tanımak isteyen adam işin içinde meyve ile piliç olmasa gene tanır.
telgrafla her şeyi öğrenmek mümkün..Sen istediğin kadar suratını sarmala,istediğin
kadar kendini belli etmemeye çalış,burada senin yola çıktığını çoktan öğrenmişler,
bekliyorlardır bile...Posudin, belki daha evinden çıkmamıştır,buradaysa çoktan herşey
hazır,lütfen buyurun! Onları suç üstünde yakalamaya,mahkemeye vermeye,yahut
işten el çektirmeye gelir,ama yine onlar onunla alay ederler.Gerçi sen,müfettiş
beyefendi,gizlice geldin,ama bak;bizim her şeyimiz tertemiz!...O da sağına bakar,
soluna bakar,geldiği gibi dönüp gider..Üstelik takdir eder,hepsinin ellerini sıkar,rahatsız
ettiği için özür diler..İşte böyle! Sen ne sandın ya? Bayım! Buradakilerin hepsi birbirin-
den usta!..Şeytana külahı ters giydirirler bunlar! Ustalıklarına bakarak şaşar parmağını
ısırırsın!Örneğin:Bugünkü olayı ele alalım..Bu sabah müşterisiz dönüyordum,karşıma
yahudi istasyon büfecisi çıktı,koşa koşa geliyordu.”Nereye böyle,çıfıt cenapları?”
diye sordum.”N. kasabasına şarapla meze götürüyorum,dedi.Orada bugün Posudin’i
bekliyorlar.”Nasıl,ha? Posudin,belki daha yola çıkmaya hazırlanıyor,yahut tanınmamak
için yüzünü sarıp sarmalıyordur.Belki yola da çıkmıştır,bunu hiç kimsenin bilmediğini
sanıyor,buradaysa onun için şarap da,balık da, peynir de,çeşitli mezeler de hazır..
Ne buyurulur? O, belki şimdi yolda giderken düşünüyordu:”İşiniz bitmiştir,baylar!”
Oysa bayların umurunda bile değil!Varsın gelsin!Onlar,bütün ipuçlarını çoktan gizlediler!”
Posudin,kısık bir sesle:
Geri!”diye bağırdı.”Geri dön,hay-vaan!
Şaşıran arabacı,arabayı geri çevirdi.
ÇEHOV
Milli Eğitim Bakanlığı

Hikayeler II