yaratıcı drama ve tiyatro ilişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaratıcı drama ve tiyatro ilişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ekim 2011 Salı


Yaratıcı Drama

Çocukların yaratıcılık özelliğini geliştirmek ve oyun yoluyla düş güçlerini harekete geçirmek için çocuklarla yapılan drama etkinliklerine yaratıcı drama denir.

Çocuklar da yetişkinlerin yaşadığı dünyada yaşamaktadırlar ve onların da yetişkinler gibi duyguları, düşünceleri ve tarzları vardır. Bunların oluşumunda hiç kuşkusuz çevresindeki yetişkinleri örnek alırlar. Oysa çocukların yetişkinleri örnek almasından çok yaşam konusunda deneyime ihtiyaçları vardır. İşte bu noktada çocukların en çok yaptıkları şey, oyun, çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar yaşama dair birçok şeyi oyun oynarken öğrenirler ve bu öğrenmeler yaparak-yaşayarak olduğu için de son derece etkili ve kalıcı olmaktadır.

Araştırmacı Arthur T. Jershild, çocukların oyun sırasında oyunlar aracılığıyla kendi güçlerini sınadıklarını, atılıma giriştiklerini, kendi çizdikleri sınırlar içinde rekabet ettiklerini, oyunda kaybetseler bile bunu kabullendiklerini, bu nedenle oyunların toplumsallaşma sürecinde önemli etmen olduğunu vurgulamaktadır.

Yaratıcı drama, oyunlar kurarak çocuğa yaşantılar yoluyla yeni durumlara ve olaylara sağlıklı tepki vermesi ya da uyum sağlaması konusunda yardım etme sürecidir. Bu bakımdan yaratıcı drama çocuğun oyunlar yoluyla edindiği yaşama dair deneyimlerin doğru ve yerinde deneyimler olması için kontrol altında, önceden tasarlanmış ve bu konuda deneyimli kişiler tarafından yönlendirilerek yapılan bir etkinlik olmalıdır.

Çocuklar, gençler ya da yetişkinlerle yapılan dramanın klasik sınıflandırılmasında ısınma ve rahatlama, rol oynama ve pandomim, oluşum ve değerlendirme aşamaları yer alır.
 
a) Isınma ve Rahatlama : Bedensel ısınma hareketleri vücudun en üst eklem yeri olan boyundan başlar, sırayla omuz, bel, bacak ve ayak eklemleriyle son bulur. Bu eklem yerlerinin sağa-sola veya öne arkaya eşit sayıda hareketle ısınması sağlanır. Bu hareketler esnasında aynı bölgelerdeki kaslar da çalıştırılır ve ısınması sağlanır. Rahatlama hareketleri de yine aynı sırayla baş bölgesindeki gerginlik noktalarından başlar ve ayak ucunda son bulur. Bu gerginlik noktaları sırasıyla; yanak kasları ve dudaklar, sırt kasları, kol altı kasları, kalçalar, uyluk, bacak arka kasları, ayak tarak kemiğidir. Bu noktalardaki kaslar çalıştırılıp gerilir ve bırakılır. Bu noktalardaki gerginliğin yavaş yavaş el ve ayak parmaklarından çıktığı hissedilir.
 
b) Rol Oynama : Katılımcılar kendi aralarında yaptıkları işbölümüyle doğaçlamayı gerçekleştirirler ve oynarlar.
 
c) Pandomim : Anlatımın mimik, jest ve hareketlerle yapıldığı diyalog ve monoloğun olmadığı anlatım biçimidir. Birey rolünü pandomimle yapar.
 
d) Oluşum ve Değerlendirme : Grup etkinliği gerçekleştirdikten sonra kendi kendine değerlendirme yapar. Grup lideri bu aşamada katılımcıları soru sorarak yönlendirir ve onların oyun ve yaşantı esnasında neler hissettiklerini ifade etmelerini sağlar.

Bu aşamalar sırasında çocuk ve gençler yaşantı zenginliği kazanarak deneyim yoluyla değişik duyguları yaşar, hisseder. Böylece çocuk ve gençler oyun oynarken yeni yaşantılar yaşar, sonucunda grup olarak değerlendirme yapar ve yaşama dair deneyim kazanır.
 
Dramanın ana unsurları; drama lideri, drama grubu, materyaller ve uygun ortam olarak sıralanabilir.
 
a) Drama Lideri : Grubun yapacağı drama etkinliğini önceden planlayan, grup bireylerinin fiziksel ve psikolojik olarak etkinliğe ısınmasını sağlar, grubu yönetir ve yönlendirir.
 
b) Drama Grubu : Etkinliğe katılmaya istekli bireylerden oluşur.
 
c) Materyaller : Etkinlik yapılırken kullanılan oyuncak, top, yastık vb.
 
d) Uygun ortam : Drama etkinliğinin yapılabilmesi için vücut hareketlerinin rahat ve sağlıklı bir şekilde yapılmasına elverişli, dış dünyanın gürültüsünden yalıtılmış, kapalı ortamlar daha uygun ortamlardır. Drama etkinliği planlanırken etkinliğin yapılacağı ortam dikkate alınmalıdır.   

DRAMA İLE TİYATRO ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ

Drama, planlanmış bir etkinlik olmasına rağmen sonuç ve değerlendirme aşaması etkinliğe katılan bireylerin kişisel özelliklerine bağlı olarak her uygulamada farklı sonuçlar verebilir. Çünkü etkinlik süreci katılımcılar için bir etkileşim sürecidir.Tiyatroda oyun yazılı bir metindir ve ona uyulur. Dolayısıyla verilen mesajlar genelde her uygulamada aynıdır ya da benzer mesajlardır. Tiyatroda sunum yani sergileme-gösteri önemlidir. Oysa dramada sunum hiç yapılmasa da katılımcılar doyum sağlarlar.

Her iki etkinlikte de katılımcı bireyler hem farklı hem de benzer kazanımlar elde ederler. Dramayla tiyatro arasında bir işbirliği yapılabildiğinde ise katılımcılar kazanımlarını kendilerini izleyen bir izleyici grubuna aktarabilirler.

Drama ile tiyatro işbirliği SHÇEK kuruluşlarında denenmiş bir uygulamadır. Bu uygulamalardan bazı örnekler aşağıda verilmiştir.
 
1- Reklam Uygulamaları: Grup ısınma ve rahatlama çalışmaları yaptıktan sonra televizyonda dikkat çeken reklamlardan biri ya da birkaçını tartışarak gündeme alır. Seçilen reklamda izleyenlere hangi mesajların verilmeye çalışıldığı tartışılır. 'Biz olsaydık bu reklamı nasıl oynardık?' sorusuna cevap aranır ve seçenekler sırayla canlandırılarak oynanır. Daha sonra bu reklam oyunlarından oluşan bir reklam demeti oluşturularak gösteri planlanır ve izleyiciye sunulur.
 
2- Klip ve Playback Çalışmaları : Grup ısınma ve rahatlama çalışmalarından sonra televizyonda gösterilen kliplerden bazıları seçilir. Klipte oynayanların davranışları biraz da karikatürize edilerek playback yöntemiyle oynanır ve planlanan gösteri içinde izleyiciye sunulur.
 
3- Masal Uygulamaları : Grup ısınma ve rahatlama çalışmasından sonra bir masal seçilir. Masal bir kez anlatılır veya okunur. Grup içinde masalı farklı şekillerde bilenler varsa yalnızca farklı olan bölümleri anlattırılır. Masalda verilmek istenen mesajların neler olduğu tartışılır. Masalda ana unsurlar belirlenir. Gruptan bu unsurların dışına çıkmadan masalda birtakım değişiklikler yapmaları istenir. Bu aşamada grup birey sayısının yeterliliğine göre iki yada üç alt gruba bölünür. Alt gruplar kendi aralarında masalı ana unsurlara sadık kalmak koşuluyla değiştirirler ve rol paylaşımı yaparak oynarlar. Bütün alt gruplar oyununu sergiledikten sonra değerlendirme yapılır ve bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade etmesi sağlanır. Daha sonra planlanan bir gösteride alt grupların oyunlarından başarılı olan masal izleyici karşısında oynanır.
 
Masal uygulamalarında Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu tarafından gerçekleştirilen bazı masallar şunlardır: 
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler: 

Masalda yapılan değişiklikler: Pamuk Prensesin annesi öz annesidir iyi kalplidir ve olağanüstü güçleri vardır. Ormanda yaşayan 'Yedi Cüceler' yerine yedi şişman adam vardır ve şişman oldukları için toplum tarafından dışlanmışlardır. Pamuk Prenses ormanda çiçek toplarken kendisi de şişman olan Prensi görür ve aşık olur.Bir gün yine çiçek toplarken bir kelebek görür, onu yakalamaya çalışırken ormanda kaybolur ve yedi şişmanın kulübesine sığınır. İyi kalpli şişmanlar ertesi gün onu saraya geri götürürler. Pamuk Prenses annesine şişmanların şişman olmaktan ne kadar rahatsız olduklarını anlatır. Annesi de bir zayıflama iksiri hazırlar. İksiri içen Yedi Şişman ve Prens zayıflarlar. Pamuk Prenses ve Prens evlenir herkes mutlu olur.
 
Deli Dumrul : 

Masalda yapılan değişiklikler: Deli Dumrul bir mühendistir. Ülkenin kralı coşkun akan bir ırmağın üzerine köprü yapmasını ister. Dumrul köprüyü yapar ancak kötü kalpli kral ona ücretini ödemez bunun üzerine Dumrul eşkıya olur. Köprüden geçen geçmeyen herkes gönüllü olarak Dumrul'a yiyecek içecek ve para verir. Başları derde girdiğinde Dumrul'dan yardım isterler. Birgün genç bir adam ölür ve masalda bilinen olaylar başlar.

Bu masalların dışında Çirkin Ördek Yavrusu, Kül Kedisi, Tepegöz, Ferhat ile Şirin, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Keloğlan Masallarından bir çoğu, Nasrettin Hoca Fıkralarının bir çoğu drama ve tiyatro işbirliği ile canlandırılmıştır.

Bu drama-tiyatro uygulamaları sonucunda Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu etkinliklerine katılan çocuk ve gençlerde olumlu yönde davranış değişiklikleri gözlenmiştir. Bu çocuklardan saldırgan ve geçimsiz davranış özellikleri sergileyen bazı çocukların bu davranışlarını süreç sonunda terk ettikleri, özgüven sorunu yaşayan bazı çocukların özgüven kazandıkları, etkinliklere katılan bütün çocuk ve gençlerin Türkçe'yi doğru konuşma, kullanma ve yorumlama yeteneklerinin geliştiği, tamamının okul başarılarının arttığı, arkadaşlık ilişkilerinin geliştiği, şiddet kullanmaktan uzaklaştıkları gözlenmiştir.
 
SONUÇ
Drama ve tiyatro SHÇEK bünyesinde korunma altında bulunan çocuk ve gençlerin bireysel olarak kendilerini geliştirmelerinde yararlanılacak önemli ve çok etkili bir eğitim tekniğidir. Bu teknikle

çocuk ve gençler oyun oynayarak, sıkılmadan, zorlanmadan ve isteyerek kazanımlar elde ederler ve olumlu yönde değişirler. Bu nedenle uygulaması uzun zaman alsa da kolaydır. Ancak sabırlı olunmalı ve

*Bu masal orijinal şekliyle Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu tarafından oyunlaştırılarak gösterime sunulmuştur. Oyun Karaman İlinde 1500 İlköğretim öğrencisi tarafından beğeniyle izlenmiştir.

sonuç alıncaya kadar devam edilmelidir. Kuruluşlarımızdaki herhangi bir salonda rahatlıkla uygulanabilir. Kullanılan materyaller kolay bulunabilen, günlük yaşamın parçası olan nesnelerdir ve bu nedenle maliyeti düşük bir eğitim tekniğidir.

Drama ve tiyatro kuruluşlarımızda korunma altında bulunan çocuk ve gençlerimi için hem eğlendirici hem de eğitici bir meşguliyet tedavisidir. Çocuk ve gençlerimizin psikolojik sağaltımlarında önemli bir rol oynar. Ancak bu amaçla yapılan drama ve tiyatronun planlanması ve uygulanmasında drama uygulamasını yapan Meslek Elemanı gerekli eğitimi almış Sosyal Çalışmacı, Psikolog ya da bunlardan biriyle işbirliği içinde olan herhangi bir drama uygulayıcısı olmalıdır.

Drama teknik olarak günümüzün en gelişmiş ve etkili eğitim sanatıdır. Bu eğitim sanatının en etkili kullanılacağı alanlardan birinin SHÇEK kuruluşları olduğu kesindir. Bu hem eğlenceli hem de etkili eğitim sanatından çocuk ve gençlerimizi mahrum bırakmamalıyız.  

Analoji (Benzetme) ve Drama  

İnsan, ömrünün hiçbir döneminde 3-6 yaş döneminde olduğu kadar aktif değildir. Çocuk bu dönemde evrende eşi bulunmaz bir enerji ile doludur. O sanki öğrenmek için doğmuştur. Dünya ise çocukların kendisini öğrenmesi için varolmuştur. Işıkları, renkleri, taşları, suları, tatları, kokuları, çeşitli canlı cansız varlıkları ile şaşırtıcı bir güçle çocukları kendine çeker. Bu yüzden sağlıklı her çocuk, dünyanın bir parçası olarak dünya ile bilinçle, istekle ilgilenir.
Fen eğitimi işte bu çekici ve şaşırtıcı zenginliğin eğitimidir. Bu anlamda çocuğun nasıl suya, ekmeğe ihtiyacı varsa, bilimi öğrenmeye de o denli ihtiyacı vardır. Bu çerçevede fen eğitimi, çocuğun gerçek ilgi ve ihtiyaçları üzerine bina edilmiş, bu ilgi ve ihtiyaçları karşılayan kolay, somut bir eğitimdir .
Bilimsel dil insanlar arasında iletişim kurmakta zorluklara sebep olmakta, bu da öğretmenleri öğrencilere fen'i anlaşılır hale getirmek için yeni metotlar bulmaya zorlamaktadır. Analojiler burada öğretmene ve öğrenciye yardımcı olmaktadır. Çocukların kendi yarattıkları benzetmeleri kullanmaları bilimsel olaylar hakkında fikir sahibi olmalarına ve olaya kendilerine özgü bir açıklama getirmelerine yardımcı olmaktadır. Burada önemli olan benzetmelerin öğretmen yada başka biri tarafından çocuğa doğrudan sunulmamasıdır. Bunun sonucunda çocuk kendi benzetmesini kendisi yaratarak, açıklamasını bunlara dayanarak yapmaya çalışacaktır. Böylece çocuklar konu ile ilgili çok yönlü ve aktif biçimde düşünmeye sevk edilmektedir. Bu şekilde çocukların yaratıcılıkları da ortaya çıkmaktadır (Çağlar ve Şahin 1997).
Drama önemli bir öğrenme yoludur. Drama aracılığıyla olaylar ve durumlarla bunların arasındaki bağlantılar kolayca öğrenilebilir. İyi bir eğitim, çocukların kendilerine olan güvenini sağlamak, yaratıcılık ruhunu geliştirmek ile eş anlamlıdır. Çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkılarak gözlem yapma, doğaçlama, rol oynama, dramatizasyon gibi tekniklerden yararlanılarak çeşitli yaşam durumlarını canlandırma, onları yeniden yaratıp irdeleme, bu yaşam durumlarından öğrenme sağlanır.
Drama sırasında çocuklar kendi duygularını yorumlayabilir, birlikte çalışmayı öğrenebilir ve problemlere yaratıcı çözümler bulabilirler. Eğitimdeki yeni yaklaşımlar, problem çözme sürecindeki aşamaları gerçekleştirdiği ve eleştirisel düşünmeyi sağladığı dramayı önemli bir araç olarak görmektedirler.  

Eğitimde Dramanın Yararları :  

-Karmaşık olayları anlaşılır hale getirir.
-Soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılmasına ve somutlaştırılmasına yardım eder.
-Öğrencilerin dikkat, konuşma, dinleme, anlatma, algılama ve yorumlama gibi -iletişim yeteneklerini geliştirir.
-Öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirir.
-Eleştirel düşünmeyi sağlar.
-Öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimini sağlar.
-Öğrencilerin problem çözme yeteneklerinin gelişmesini sağlar.
-Bireylere kazandıkları, değiştirdikleri ya da düzelttikleri davranışlar hakkında bilgi vererek gelişimlerini gösterir.
-Bireylere önceden bildiklerini ve sonradan öğreneceklerini keşfetmeleri için yardım eder.
-Drama öğrencilerin zihinsel kapasitelerini artırır. Drama yoluyla yaparak, yaşayarak öğrenme gerçekleşir.
-Kavram geliştirmeyi sağlar. (Bolton 1985, Heatcoat and Herbert 1985).
-Analojinin eğitimde etkin kullanılabilmesi öğretmenin önderliğinde olmaktadır. -Öğretmen analojiyi uygularken dramayı kullanması öğrencinin konuyu daha iyi anlayabilmesini sağlayabilir. Böylece öğrencilerin dikkatini yapılan analojiye daha kolay çekebilir. Bunun yanında öğrencilerin kendi benzetmelerini yaratabilmeleri için onlara fırsat vermelidirler.   

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Yaratıcı Drama Tiyatro İlişkisi

Çağımızda sanatın, gündelik yaşamdan yola çıkması ve gündelik yaşamın bir parçası olduğu tartışmaları uzun süredir gündemdeyken, herkesin içindeki sanatçıyı ortaya çıkartabilmek için en etkin yollardan birinin, yaratıcı drama eğitimi olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu eğitimin temel amacı sanatçı yetiştirmek de değildir. Bir çok eğitsel hedefin yanısıra, kişilik gelişimine ve sosyal hayata uyumu kolaylaştırıcı hedefler, temel olarak yaratıcı dramanın alanını oluştururlar. Ancak ileride hangi mesleği seçecek olursa olsun, yaratıcılığı gelişmiş, esnekliği artmış, yeni alternatiflerin peşinde koşmaktan korkmayan, ezberciliğe değil görerek yaşayarak öğrenmeye meyilli, bu sayede gerçek anlamda öğrenmenin tadına varmış ve dolayısıyla gelişmeye yatkın, yaptığı her işte estetik bir bakış kazanmış bireylerden oluşan bir toplumun, doğal olarak şu andaki koşullardan çok daha ileride bir Türkiye yaratacağı açıktır. Tüm bunlardan yola çıkarak birbirine kardeş, ama ikiz olmayan iki alandan bahsedeceğim. Yaratıcı drama ve tiyatro* ilişkisi. Böylesine bir başlık hem çok fazla şeyi kapsar, hem de somut tartışmalar yürütebilmek için son derece kaygan bir zemin oluşturur. Bunları birbirlerinin zıddı gibi ele almak gerçeğe uymaz. Birbirlerini kapsadıklarını düşünmek ise her iki alan için de fazlasıyla hayalperestlik olur. Kısacası, yaratıcı drama ile tiyatro birbirlerinden yararlanırlar, ama farklılıklar da içerirler. Bunların neler olduğunu hemen konuşmamın başında özetlemem, sanırım daha sonra değineceğim noktaların önemini daha iyi vurgulayacaktır:
Drama sürece, tiyatro sonuca yani gösterime yöneliktir. Dramanın amacı eğitimden kişisel gelişime dek pek çok farklılığı içinde barındırsa da, tiyatro temel olarak estetik, ardından sosyal bir amaca sahiptir. Drama tamamen interaktif bir süreçtir. Öğrencinin kendi yaratıcılığı dramanın en temel malzemesini oluşturur. Tiyatroda oyuncu önemli olmakla birlikte önce yazar, sonra yönetmen en son oyuncu bu süreç içinde belirleyici rol oynarlar. Drama genellikle kültürel, eğitsel ya da sosyal bir ürün olarak değerlendirilirken tiyatronun ticari boyutu da son derece önemlidir. Drama tiyatroyu malzeme olarak kullanır, ancak tiyatro dramadan nadiren yararlanır.
Ancak her ikisi de doğaçlama, ya da tiyatro oyunları gibi ortak bir malzemeyi sahiplenir.
Drama Öğretim Bilgisi kitabından dramanın özelliklerine bakacak olursak, karşılarına tiyatronun benzerlik ve farklılıklarını rahatlıkla yerleştirebiliriz:
1. Dramada belli eğitsel, sanatsal hedef ve amaçlar vardır. Bunlar lider veya öğretmen tarafından örgütlenir. Tiyatroda sanatsal hedef ve amaçlar vardır. Eğitsel amaçlar ikincil önemdedir. Tüm hedefler yönetmen tarafından örgütlenir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Tiyatro da bir grup yaşantısıdır. Ama bu bir amaç değildir.
3. Drama sürekli değişebilir, değiştirilebilir niteliktedir. Tiyatronun değişme ve değiştirilme niteliği çoğunlukla genel provada son bulur.
4. Dramada çok kesin kurallar yoktur, kurallar esnektir, katılımcıların kendilerinden birşeyler katmasına izin verilir. Doğru veya yanlış yapma söz konusu değildir. Tiyatroda da kurallar esnektir ve katılımcıların kendinden bir şeyler katması çoğunlukla beklenir. Ama doğru ve yanlış hem yorum hem de estetik açısından söz konusudur.
5. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır, ortaya konulanlar ilk kez oluşmaktadır. Tiyatronun başı ve sonu vardır. Spontanite sadece doğaçlama aşamasında mevcuttur. Ama bir anlamda oyun her akşam tekrar ve yeniden ve ilk kez oluşur.
6. Drama belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içerir. Tiyatroda hiçbir zaman sonsuz özgürlük yoktur. Oyuncu ne kadar özgür bırakılırsa bırakılsın, son kertede metin, yönetmen, maliyet, teknik olanaklar ve hedef kitle özgürlükleri sınırlandırır.
7. Dramanın doğrusu yanlışı olmaz. Eğitsel dramada önemli olan sonuç değil, yaşanılan süreçtir. Tiyatroda önemli olan sonuçtur.
8. Dramada bir lider vardır. O, grubun keşfetmesine, gelişmesine, duygularını ortaya koymasına rehberlik eder. Tiyatroda yönetmen hem rehberlik rolünü üstlenir, hem de 
belirleyici olan odur.
9. Eğitimde dramada hiçbir zaman bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Tiyatroda sorgulama önemliyse de kimi zaman, olduğu gibi kabul etme ve öykünme başvurulan yöntemler arasında yer alır.
10. Dramada tekrar vardır. Ancak süreç ve yaşantılar farklılaşır. Tiyatroda da tekrar vardır. Önemli olan yaşantıların farklılaşması değil, daha mükemmel olmasıdır.
11. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Tiyatroda estetik kaygı birinci derecede önemlidir. Süreç mutlaka estetik biçimi doğurmalıdır.
12. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Tiyatro sürecinde de gözden geçirme ve tartışma yer alır.
Görüldüğü gibi bir karşılaştırmaya gidildiğinde ak ve kara gibi iki kutuptan bahsedemiyoruz. Aslında temel ayırım, tiyatronun konvansiyonel bir sanat, yaratıcı dramanın ise eğitsel amaçlı bir yöntem olmasıdır. Yine de bu eğitme, tiyatronun özellikleri olan eğlendirme, bilgilendirme, arındırma boyutlarına ulaşabilir. Kısacası, tiyatro öğretmeni, oyun metnini ifade edebilmek için gerekli olan araştırmacı drama stratejilerine çok az yer verirken, drama öğretmeni, sanatsal biçemlerle fazla uğraşmaz. Öte yandan, kimi tiyatro ürünleri de yaratıcı drama ile arasında sıkı bir köprü kurabilir. Örneğin Almanların ünlü Grips Tiyatrosu, gündelik yaşam gerçekliği ile çocukları yüzleştiren, ilginç oyunlar hazırlamaktadır. Ve gösterimlerinin sonunda yaratıcı drama tekniklerini kullanarak çocukların oyunu nasıl anladıklarını, algıladıklarını test etmektedirler. Bildiğiniz gibi, "çocuklar bu oyundan ne anladınız?" sorusuna verilen yanıtlar genellikle ya çok kısıtlı sayıdadır, ya da çok klişe tekrarlardan oluşur. Oysa "hadi bakalım oyundan ne anladığının bir heykelini yap!" dendiğinde anlama, kendini ifade, bir sentez ve yaratıcılıkla buluşmuş olur. Hem yaratıcı drama hem de tiyatro aslında aynı kökten beslenirler. Bu kök tiyatro sanatının unsurlarıdır. Kimi yazarlar (Dorothy Heatcote) bunu odak, gerilim ve zıtlık olarak belirlerken, diğerleri (Gavin Bolton) gerilim ve zıtlığa sembolizasyonu da eklemişlerdir : (Morgan ve Saxton'a göre) Odak "öğrencilerimden bunu yapmasını niye istiyorum?" sorusuna verilen cevaptır.
Dipnotlar:
*Tiyatro, Aristotalesçi dramatik tiyatro anlamında kullanılmaktadır. Epik tiyatro, absürd tiyatro, post-dramatik tiyatro gibi türler bu yazının kapsamında tartışılmamaktadır.
(1) İlköğretim Drama 1 (1999), Ankara: Devlet Kitapları, s.21
(2) N. Morgan & J. Saxton (1987). Teaching Drama. New Hampshire: Heinemann, s. 2 Sayfa: 1/4