yaratıcı drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaratıcı drama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ekim 2011 Salı


Yaratıcı Drama

Çocukların yaratıcılık özelliğini geliştirmek ve oyun yoluyla düş güçlerini harekete geçirmek için çocuklarla yapılan drama etkinliklerine yaratıcı drama denir.

Çocuklar da yetişkinlerin yaşadığı dünyada yaşamaktadırlar ve onların da yetişkinler gibi duyguları, düşünceleri ve tarzları vardır. Bunların oluşumunda hiç kuşkusuz çevresindeki yetişkinleri örnek alırlar. Oysa çocukların yetişkinleri örnek almasından çok yaşam konusunda deneyime ihtiyaçları vardır. İşte bu noktada çocukların en çok yaptıkları şey, oyun, çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar yaşama dair birçok şeyi oyun oynarken öğrenirler ve bu öğrenmeler yaparak-yaşayarak olduğu için de son derece etkili ve kalıcı olmaktadır.

Araştırmacı Arthur T. Jershild, çocukların oyun sırasında oyunlar aracılığıyla kendi güçlerini sınadıklarını, atılıma giriştiklerini, kendi çizdikleri sınırlar içinde rekabet ettiklerini, oyunda kaybetseler bile bunu kabullendiklerini, bu nedenle oyunların toplumsallaşma sürecinde önemli etmen olduğunu vurgulamaktadır.

Yaratıcı drama, oyunlar kurarak çocuğa yaşantılar yoluyla yeni durumlara ve olaylara sağlıklı tepki vermesi ya da uyum sağlaması konusunda yardım etme sürecidir. Bu bakımdan yaratıcı drama çocuğun oyunlar yoluyla edindiği yaşama dair deneyimlerin doğru ve yerinde deneyimler olması için kontrol altında, önceden tasarlanmış ve bu konuda deneyimli kişiler tarafından yönlendirilerek yapılan bir etkinlik olmalıdır.

Çocuklar, gençler ya da yetişkinlerle yapılan dramanın klasik sınıflandırılmasında ısınma ve rahatlama, rol oynama ve pandomim, oluşum ve değerlendirme aşamaları yer alır.
 
a) Isınma ve Rahatlama : Bedensel ısınma hareketleri vücudun en üst eklem yeri olan boyundan başlar, sırayla omuz, bel, bacak ve ayak eklemleriyle son bulur. Bu eklem yerlerinin sağa-sola veya öne arkaya eşit sayıda hareketle ısınması sağlanır. Bu hareketler esnasında aynı bölgelerdeki kaslar da çalıştırılır ve ısınması sağlanır. Rahatlama hareketleri de yine aynı sırayla baş bölgesindeki gerginlik noktalarından başlar ve ayak ucunda son bulur. Bu gerginlik noktaları sırasıyla; yanak kasları ve dudaklar, sırt kasları, kol altı kasları, kalçalar, uyluk, bacak arka kasları, ayak tarak kemiğidir. Bu noktalardaki kaslar çalıştırılıp gerilir ve bırakılır. Bu noktalardaki gerginliğin yavaş yavaş el ve ayak parmaklarından çıktığı hissedilir.
 
b) Rol Oynama : Katılımcılar kendi aralarında yaptıkları işbölümüyle doğaçlamayı gerçekleştirirler ve oynarlar.
 
c) Pandomim : Anlatımın mimik, jest ve hareketlerle yapıldığı diyalog ve monoloğun olmadığı anlatım biçimidir. Birey rolünü pandomimle yapar.
 
d) Oluşum ve Değerlendirme : Grup etkinliği gerçekleştirdikten sonra kendi kendine değerlendirme yapar. Grup lideri bu aşamada katılımcıları soru sorarak yönlendirir ve onların oyun ve yaşantı esnasında neler hissettiklerini ifade etmelerini sağlar.

Bu aşamalar sırasında çocuk ve gençler yaşantı zenginliği kazanarak deneyim yoluyla değişik duyguları yaşar, hisseder. Böylece çocuk ve gençler oyun oynarken yeni yaşantılar yaşar, sonucunda grup olarak değerlendirme yapar ve yaşama dair deneyim kazanır.
 
Dramanın ana unsurları; drama lideri, drama grubu, materyaller ve uygun ortam olarak sıralanabilir.
 
a) Drama Lideri : Grubun yapacağı drama etkinliğini önceden planlayan, grup bireylerinin fiziksel ve psikolojik olarak etkinliğe ısınmasını sağlar, grubu yönetir ve yönlendirir.
 
b) Drama Grubu : Etkinliğe katılmaya istekli bireylerden oluşur.
 
c) Materyaller : Etkinlik yapılırken kullanılan oyuncak, top, yastık vb.
 
d) Uygun ortam : Drama etkinliğinin yapılabilmesi için vücut hareketlerinin rahat ve sağlıklı bir şekilde yapılmasına elverişli, dış dünyanın gürültüsünden yalıtılmış, kapalı ortamlar daha uygun ortamlardır. Drama etkinliği planlanırken etkinliğin yapılacağı ortam dikkate alınmalıdır.   

DRAMA İLE TİYATRO ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ

Drama, planlanmış bir etkinlik olmasına rağmen sonuç ve değerlendirme aşaması etkinliğe katılan bireylerin kişisel özelliklerine bağlı olarak her uygulamada farklı sonuçlar verebilir. Çünkü etkinlik süreci katılımcılar için bir etkileşim sürecidir.Tiyatroda oyun yazılı bir metindir ve ona uyulur. Dolayısıyla verilen mesajlar genelde her uygulamada aynıdır ya da benzer mesajlardır. Tiyatroda sunum yani sergileme-gösteri önemlidir. Oysa dramada sunum hiç yapılmasa da katılımcılar doyum sağlarlar.

Her iki etkinlikte de katılımcı bireyler hem farklı hem de benzer kazanımlar elde ederler. Dramayla tiyatro arasında bir işbirliği yapılabildiğinde ise katılımcılar kazanımlarını kendilerini izleyen bir izleyici grubuna aktarabilirler.

Drama ile tiyatro işbirliği SHÇEK kuruluşlarında denenmiş bir uygulamadır. Bu uygulamalardan bazı örnekler aşağıda verilmiştir.
 
1- Reklam Uygulamaları: Grup ısınma ve rahatlama çalışmaları yaptıktan sonra televizyonda dikkat çeken reklamlardan biri ya da birkaçını tartışarak gündeme alır. Seçilen reklamda izleyenlere hangi mesajların verilmeye çalışıldığı tartışılır. 'Biz olsaydık bu reklamı nasıl oynardık?' sorusuna cevap aranır ve seçenekler sırayla canlandırılarak oynanır. Daha sonra bu reklam oyunlarından oluşan bir reklam demeti oluşturularak gösteri planlanır ve izleyiciye sunulur.
 
2- Klip ve Playback Çalışmaları : Grup ısınma ve rahatlama çalışmalarından sonra televizyonda gösterilen kliplerden bazıları seçilir. Klipte oynayanların davranışları biraz da karikatürize edilerek playback yöntemiyle oynanır ve planlanan gösteri içinde izleyiciye sunulur.
 
3- Masal Uygulamaları : Grup ısınma ve rahatlama çalışmasından sonra bir masal seçilir. Masal bir kez anlatılır veya okunur. Grup içinde masalı farklı şekillerde bilenler varsa yalnızca farklı olan bölümleri anlattırılır. Masalda verilmek istenen mesajların neler olduğu tartışılır. Masalda ana unsurlar belirlenir. Gruptan bu unsurların dışına çıkmadan masalda birtakım değişiklikler yapmaları istenir. Bu aşamada grup birey sayısının yeterliliğine göre iki yada üç alt gruba bölünür. Alt gruplar kendi aralarında masalı ana unsurlara sadık kalmak koşuluyla değiştirirler ve rol paylaşımı yaparak oynarlar. Bütün alt gruplar oyununu sergiledikten sonra değerlendirme yapılır ve bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade etmesi sağlanır. Daha sonra planlanan bir gösteride alt grupların oyunlarından başarılı olan masal izleyici karşısında oynanır.
 
Masal uygulamalarında Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu tarafından gerçekleştirilen bazı masallar şunlardır: 
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler: 

Masalda yapılan değişiklikler: Pamuk Prensesin annesi öz annesidir iyi kalplidir ve olağanüstü güçleri vardır. Ormanda yaşayan 'Yedi Cüceler' yerine yedi şişman adam vardır ve şişman oldukları için toplum tarafından dışlanmışlardır. Pamuk Prenses ormanda çiçek toplarken kendisi de şişman olan Prensi görür ve aşık olur.Bir gün yine çiçek toplarken bir kelebek görür, onu yakalamaya çalışırken ormanda kaybolur ve yedi şişmanın kulübesine sığınır. İyi kalpli şişmanlar ertesi gün onu saraya geri götürürler. Pamuk Prenses annesine şişmanların şişman olmaktan ne kadar rahatsız olduklarını anlatır. Annesi de bir zayıflama iksiri hazırlar. İksiri içen Yedi Şişman ve Prens zayıflarlar. Pamuk Prenses ve Prens evlenir herkes mutlu olur.
 
Deli Dumrul : 

Masalda yapılan değişiklikler: Deli Dumrul bir mühendistir. Ülkenin kralı coşkun akan bir ırmağın üzerine köprü yapmasını ister. Dumrul köprüyü yapar ancak kötü kalpli kral ona ücretini ödemez bunun üzerine Dumrul eşkıya olur. Köprüden geçen geçmeyen herkes gönüllü olarak Dumrul'a yiyecek içecek ve para verir. Başları derde girdiğinde Dumrul'dan yardım isterler. Birgün genç bir adam ölür ve masalda bilinen olaylar başlar.

Bu masalların dışında Çirkin Ördek Yavrusu, Kül Kedisi, Tepegöz, Ferhat ile Şirin, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Keloğlan Masallarından bir çoğu, Nasrettin Hoca Fıkralarının bir çoğu drama ve tiyatro işbirliği ile canlandırılmıştır.

Bu drama-tiyatro uygulamaları sonucunda Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu etkinliklerine katılan çocuk ve gençlerde olumlu yönde davranış değişiklikleri gözlenmiştir. Bu çocuklardan saldırgan ve geçimsiz davranış özellikleri sergileyen bazı çocukların bu davranışlarını süreç sonunda terk ettikleri, özgüven sorunu yaşayan bazı çocukların özgüven kazandıkları, etkinliklere katılan bütün çocuk ve gençlerin Türkçe'yi doğru konuşma, kullanma ve yorumlama yeteneklerinin geliştiği, tamamının okul başarılarının arttığı, arkadaşlık ilişkilerinin geliştiği, şiddet kullanmaktan uzaklaştıkları gözlenmiştir.
 
SONUÇ
Drama ve tiyatro SHÇEK bünyesinde korunma altında bulunan çocuk ve gençlerin bireysel olarak kendilerini geliştirmelerinde yararlanılacak önemli ve çok etkili bir eğitim tekniğidir. Bu teknikle

çocuk ve gençler oyun oynayarak, sıkılmadan, zorlanmadan ve isteyerek kazanımlar elde ederler ve olumlu yönde değişirler. Bu nedenle uygulaması uzun zaman alsa da kolaydır. Ancak sabırlı olunmalı ve

*Bu masal orijinal şekliyle Karaman Çocuk Sitesi Gösteri-Animasyon Topluluğu tarafından oyunlaştırılarak gösterime sunulmuştur. Oyun Karaman İlinde 1500 İlköğretim öğrencisi tarafından beğeniyle izlenmiştir.

sonuç alıncaya kadar devam edilmelidir. Kuruluşlarımızdaki herhangi bir salonda rahatlıkla uygulanabilir. Kullanılan materyaller kolay bulunabilen, günlük yaşamın parçası olan nesnelerdir ve bu nedenle maliyeti düşük bir eğitim tekniğidir.

Drama ve tiyatro kuruluşlarımızda korunma altında bulunan çocuk ve gençlerimi için hem eğlendirici hem de eğitici bir meşguliyet tedavisidir. Çocuk ve gençlerimizin psikolojik sağaltımlarında önemli bir rol oynar. Ancak bu amaçla yapılan drama ve tiyatronun planlanması ve uygulanmasında drama uygulamasını yapan Meslek Elemanı gerekli eğitimi almış Sosyal Çalışmacı, Psikolog ya da bunlardan biriyle işbirliği içinde olan herhangi bir drama uygulayıcısı olmalıdır.

Drama teknik olarak günümüzün en gelişmiş ve etkili eğitim sanatıdır. Bu eğitim sanatının en etkili kullanılacağı alanlardan birinin SHÇEK kuruluşları olduğu kesindir. Bu hem eğlenceli hem de etkili eğitim sanatından çocuk ve gençlerimizi mahrum bırakmamalıyız.  

Analoji (Benzetme) ve Drama  

İnsan, ömrünün hiçbir döneminde 3-6 yaş döneminde olduğu kadar aktif değildir. Çocuk bu dönemde evrende eşi bulunmaz bir enerji ile doludur. O sanki öğrenmek için doğmuştur. Dünya ise çocukların kendisini öğrenmesi için varolmuştur. Işıkları, renkleri, taşları, suları, tatları, kokuları, çeşitli canlı cansız varlıkları ile şaşırtıcı bir güçle çocukları kendine çeker. Bu yüzden sağlıklı her çocuk, dünyanın bir parçası olarak dünya ile bilinçle, istekle ilgilenir.
Fen eğitimi işte bu çekici ve şaşırtıcı zenginliğin eğitimidir. Bu anlamda çocuğun nasıl suya, ekmeğe ihtiyacı varsa, bilimi öğrenmeye de o denli ihtiyacı vardır. Bu çerçevede fen eğitimi, çocuğun gerçek ilgi ve ihtiyaçları üzerine bina edilmiş, bu ilgi ve ihtiyaçları karşılayan kolay, somut bir eğitimdir .
Bilimsel dil insanlar arasında iletişim kurmakta zorluklara sebep olmakta, bu da öğretmenleri öğrencilere fen'i anlaşılır hale getirmek için yeni metotlar bulmaya zorlamaktadır. Analojiler burada öğretmene ve öğrenciye yardımcı olmaktadır. Çocukların kendi yarattıkları benzetmeleri kullanmaları bilimsel olaylar hakkında fikir sahibi olmalarına ve olaya kendilerine özgü bir açıklama getirmelerine yardımcı olmaktadır. Burada önemli olan benzetmelerin öğretmen yada başka biri tarafından çocuğa doğrudan sunulmamasıdır. Bunun sonucunda çocuk kendi benzetmesini kendisi yaratarak, açıklamasını bunlara dayanarak yapmaya çalışacaktır. Böylece çocuklar konu ile ilgili çok yönlü ve aktif biçimde düşünmeye sevk edilmektedir. Bu şekilde çocukların yaratıcılıkları da ortaya çıkmaktadır (Çağlar ve Şahin 1997).
Drama önemli bir öğrenme yoludur. Drama aracılığıyla olaylar ve durumlarla bunların arasındaki bağlantılar kolayca öğrenilebilir. İyi bir eğitim, çocukların kendilerine olan güvenini sağlamak, yaratıcılık ruhunu geliştirmek ile eş anlamlıdır. Çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkılarak gözlem yapma, doğaçlama, rol oynama, dramatizasyon gibi tekniklerden yararlanılarak çeşitli yaşam durumlarını canlandırma, onları yeniden yaratıp irdeleme, bu yaşam durumlarından öğrenme sağlanır.
Drama sırasında çocuklar kendi duygularını yorumlayabilir, birlikte çalışmayı öğrenebilir ve problemlere yaratıcı çözümler bulabilirler. Eğitimdeki yeni yaklaşımlar, problem çözme sürecindeki aşamaları gerçekleştirdiği ve eleştirisel düşünmeyi sağladığı dramayı önemli bir araç olarak görmektedirler.  

Eğitimde Dramanın Yararları :  

-Karmaşık olayları anlaşılır hale getirir.
-Soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılmasına ve somutlaştırılmasına yardım eder.
-Öğrencilerin dikkat, konuşma, dinleme, anlatma, algılama ve yorumlama gibi -iletişim yeteneklerini geliştirir.
-Öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirir.
-Eleştirel düşünmeyi sağlar.
-Öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimini sağlar.
-Öğrencilerin problem çözme yeteneklerinin gelişmesini sağlar.
-Bireylere kazandıkları, değiştirdikleri ya da düzelttikleri davranışlar hakkında bilgi vererek gelişimlerini gösterir.
-Bireylere önceden bildiklerini ve sonradan öğreneceklerini keşfetmeleri için yardım eder.
-Drama öğrencilerin zihinsel kapasitelerini artırır. Drama yoluyla yaparak, yaşayarak öğrenme gerçekleşir.
-Kavram geliştirmeyi sağlar. (Bolton 1985, Heatcoat and Herbert 1985).
-Analojinin eğitimde etkin kullanılabilmesi öğretmenin önderliğinde olmaktadır. -Öğretmen analojiyi uygularken dramayı kullanması öğrencinin konuyu daha iyi anlayabilmesini sağlayabilir. Böylece öğrencilerin dikkatini yapılan analojiye daha kolay çekebilir. Bunun yanında öğrencilerin kendi benzetmelerini yaratabilmeleri için onlara fırsat vermelidirler.   

Yaratıcı Drama


Yaratıcı Drama
Türkçe'de tam bir karşılığı bulunmayan "drama" sözcüğü, Yunanca'da yapmak, etmek, eylemek anlamında kullanılan "dran" sözcüğünden türetilmiştir. Yine, Yunanca bir sözcük olan "dramenon"un seyirlik olarak benzetmecisi biçimindeki kullanımı "drama"nın eylem anlamını üstlenir (1). Tiyatro bilimi çerçevesi içinde drama; özetlenmiş, soyutlanmış eylem durumları anlamını taşır. Türkçe'de kullandığımız "dram" kavramı ise, Fransızca'da sonu "e" ile biten "drame" sözcüğünden gelir. Fransızca'daki sözlük anlamı "burjuva tiyatrosu" olan bu kelime, halk dilinde "acıklı oyun" anlamında kullanılagelmiştir. Oysa, dramatik olan ya da drama, insanın her türlü eylem ve ediminde yer almaktadır. Daha ayrıntılı bir tanımla: "İnsanın, insanla giriştiği her tür dolaysız ilişki, etki-tepki alışverişi, araçla oluşan en az düzeyde bir etkileşim bile dramatik bir durumdur. Bu durum nesneler arasında bile saptanabilir. Sözgelimi bir manzarada da ‘dramatiklik' söz konusu olabilir." (1).

İnci San yaratıcı dramayı şöyle tanımlar: "Yaratıcı drama; doğaçlama, rol oynama v.b. tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanılarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri, kimi zaman bir soyut kavramı ya da bir davranışı, eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği ‘oyunsu' süreçlerde anlamlandırması, canlandırmasıdır. Ancak, yaratıcı eğitsel drama çalışmaları 1) tiyatro yapmak 2) oyunculuk değildir." (1)

Yaratıcı drama, tiyatro formlarından da yararlanan bir disiplindir. Özünde "oyun" kavramı bulunur. Ancak, drama olgusu bir tiyatro ya da oyunculuk örneği sergilemek de değildir. Yazılı bir metni yoktur. Sahneye koymak gibi temel bir amacı olmadığı halde, istenirse yapılan çalışmalar çok fazla değiştirilmeden gösteriye sunulabilir.
 
Bir çocuk için vazgeçilmez bir unsur olan "oyun", dramanın çıkış noktasıdır. Oyunların çeşitliliği ve çok yönlülüğü, bu alana ilişkin getirilen tanım ve yaklaşımların da çeşitlilik kazanmasını sağlamıştır. Örneğin, Alman Scheuerel'e göre (1981), oyunun altı ana aktivitesi vardır:

- Özgürlük,
- İçsel sonsuzluk,
- Öyleymiş gibi yapma,
- İkili değer,
- Kapalı bütünlük,
- Şimdiki zaman (2).

Norman ise dramayı şöyle tanımlar: "Drama çağrışımların, duyguların, bilgi ve deneyimlerin özgürleştiği bir ortamın sağlanmasıdır. Drama etkinliği, drama yaşantısının somut olarak duyumsanmasıyla kişinin evrensel, toplumsal, moral etik ve soyut kavramları anlamlandırmasıdır." (1).

ABD'de "Creative Drama" (Yaratıcı Drama), İngiltere'de "Drama in Education" (Eğitimde Drama), Federal Almanya'da "Okul Oyunu", "Oyun ve Etkileşim" (Schulspiel, Spiel un Interaktion) olarak isim bulan "Eğitimde Yaratıcı Drama" alanında; sınıfta uygulanan ilk drama dersi niteliği taşıyan ve bir köy öğretmeni olan Harriet - Finloy Johnson'a ait uygulamaları görmek mümkün. Bu ilk drama dersi niteliğindeki uygulama bir tür "make believe play" (öyleymiş gibi yapma)'dır (1911).

1921'de John Dewey'in çocuk merkezli eğitim anlayışı ve oynayarak davranış geliştirme (acting behavior), bireyi edilgenlikten kurtaran, bireyin kendisini ifade etmesine olanak sağlayan etkin bir oyun alanı doğuruyordu. Üründen ya da sonuçtan çok, sürece önem verilen bu yaklaşımda, yola çocuk oyunlarından çıkılmıştı.

1954'te Peter Slade, Finlay Johnson'ın "make believe play"ine doğallık boyutunu da katarak, kendiliğindenlik (spontaneity) ögesinin ve bugün kullandığımız anlamda doğaçlama tekniğinin işin içine girmesine ön ayak olmuştur. Kendiliğindenlik öğrencide dikkat yoğunluğunu, duyarlılığı ve imgeleme gücünü geliştirecekti. Rol yapma değil, yaşamsal beceri kazanma önemsenmeye başlanmıştı. 60'larda ise yeni eğilim "kendini bulma" idi. 1967'de Brian Way, sınıfta dramaya duyusal yaşantıları ekledi. Way'in getirdiği yeni parola ise "bireyin bireyselliğini ön plana çıkarması" oldu.

1970'lerde Dorothy Heathcote, dramayı yeniden yapılandırdı ve tanımladı. O, diğerlerinden farklı olarak, çocuk ve ergenlere kendilerini ifade etme fırsat ve özgürlğünü hemen vermedi. O'na göre, birey önce kendini ifade etmeye hak kazanmalı ve bağımsızlığı için biraz uğraşmalıydı. Heathcote, bu düşünceleriyle otoriter görünebilir, ama o bu yolla öğrencilere güçlerini kullanmayı yavaş yavaş öğretmeyi hedef almıştır. Tabii bu yüzden, "Bu drama mı?", "Bu yaratıcılık mı?", "Bu eğitim mi?" gibi soruları ve tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Ancak, Heathcote'un çalışmalarında duyulan duygular ve coşkular gerçek duygulardı ve öğretmen bunu sağlamak için gerçekten rol yapıyordu (3).

Böylece, eğitimde drama tarihinde, öğrencilere gerçek yaşantılar yaşatma dönemi başlamış oldu. Sonrasında, Nickel "Engelsizce yaratıcı olabilmek için kendi kişiliğini tanımış olmak ve klişeleşmiş düşünce biçimini bir yana bırakabilmek gerekiyor." (3) yorumunu getirdi.
Buradan hareketle, eğitimde yaratıcı dramanın Türkiye'deki tarihsel sürecine bakacak olursak, Cumhuriyet'in ilk yıllarında İ. Hakkı Baltacıoğlu'nun "okulda tiyatro" anlayışı ile daha önce kullanılan "dramatizasyon" tekniğine getirdiği yenilikleri görebiliriz. Ancak Türkiye'de çağdaş bir yaklaşımla ele alındığı tarih 1980'lerin başına rastlar. Bu yıllarda sanat eğitimi ve tiyatro alanlarında İnci San ile Tamer Levent'in çalışmaları dikkat çekmektedir. Yapılan çalışmalara bağlı olarak, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Ana Bilim Dalı ve 1990'da Çağdaş Drama Derneği'nde, eğitimde yaratıcı drama çalışmaları başlatılmıştır ve eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğretmenliği programlarında zorunlu ders olarak yer almıştır (4).

Yaratıcı Dramanın Ögeleri
Drama Lideri: Çalışmaya rehberlik eden kişidir. Bir lider değişime açık, gelişmeye elverişli, esnek bir kişiliğe sahip olmalıdır. Mesleki formasyona sahip, psikoloji, gelişim psikolojisi, tiyatro, müzik, plastik sanatlar, oyun ve tiyatro pedagojisi gibi alanlarda yeterli olmalıdır. Ancak, gözlem becerisi gelişmiş, yaşanılan olayları anında analiz eden ve sentezleyen, gruba hakim ve anında yeni çözümler bulabilen bir lider etkin olduğu zaman grup tarafından kabul görür.
Oyun Grubu: Öğrenmeye istekli ve katılım için gönüllü olmalıdır. Bireylerin hepsi farklı deneyimlere ve özelliklere sahiptir. Ortak öğrenme kanalında var olmalıdırlar. Grup dinamiğinin oluşmasında her birey etkin gelişime ve değişime yatkın olmalıdır.
Uzam: Etkin bir kullanım alanıdır. Parke halı v.b., ayakkabının zorunlu şartlar dışında kullanılmadığı, her türlü eyleme ve olası gürültülere olanak sağlayan ve gerektiğinde sergileme şansını elde edebileceğimiz bir mekandır.
Arama Etkinliği: Baştan belirlenen hedefler doğrultusunda, liderin insiyatifinde zaman zaman değişimlerin yaşandığı, grubun etkin rol aldığı, her bir birey için (kimsenin göz ardı edilmediği) var olan bir mekandır (5).

Eğitimde Yaratıcı Dramanın Önemi

- FARKINDALIK KAZANDIRIR,
- Bağımsız düşünmeyi sağlar,
- İşbirliği yapabilme özelliğini geliştirir,
- Sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratır,
- Dört temel dil becerisini (konuşma, dinleme, okuma, yazma) geliştirir,
- Sözel olmayan iletişimin öğrenilmesini sağlar,
- Yaratıcılık ve estetik gelişimi sağlar,
- Etik değerlerin gelişmesine olanak sağlar,
- Kendine güven duyma, karar verme becerilerinin gelişmesini sağlar,
- Kaslarını hareket ettiren yeni yöntemleri bulmayı, denemeyi ve bedenini çok yönlü geliştirmeyi sağlar,
- Hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar geliştirmeyi sağlar,
- Sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar,
- Duygunun sağlıklı ve kontrollü boşalımına olanak verir,
- Kendini tanımayı sağlar.,
- Kendini ifade etmede güven kazandırır,
- Bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma getirir (6).

Yaratıcı Dramanın Aşamaları
1. Isınma: Çeşitli yöntemlerle beş duyuyu kullanma, gözlem yetisinin geliştiği, bedensel ve dokunsal alıştırmaların yapıldığı, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum özelliklerini katılımcıya kazandıran ve oldukça kesin kurallarla belirlenen, grup liderinin yönlendiriciliğinde yapılan çalışmadır.
2. Oynama (Pandomim ve rol oynama): Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun kurma ve geliştirme çalışmalarından oluşur. Yaratıcılık bu aşamada oldukça önemlidir.
3. Doğaçlama: Saptanan bir tema üzerinden yola çıkılarak, bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireyselliğin ve yaratıcılığın ön plana çıktığı çalışmalardır.
4. Oluşumlar: Sürecin nasıl gelişeceği ve nereye varacağı önceden belirsizdir. Süreç, önceden belirlenmiş bir noktadan başlar (2).

Bu aşamaların her birinin sonunda grup üyeleri ile tartışmanın yapılması çalışmalar için oldukça önemlidir (Adıgüzel).

Yaratıcı Dramaya Ait Bazı Kavramlar
a) Yaratıcılık: Genel olarak yaratıcılık, daha önceden kurulmamış ilişkileri kurabilme, böylece yeni bir düşünce şeması içinde, yeni yaşantılar, deneyimler, yeni düşünceler ve yeni ürünler ortaya koyma durumudur (1).

Graham Wallis'e göre bu süreç dört ana bölümden oluşur:
1. Hazırlık dönemi,
2. Kuluçka dönemi,
3. Aydınlanma dönemi,
4. Gerçekleşme ya da doğrulama dönemi.
b) Dramatik Oyun: Çocukların çevrelerinde keşfettikleri tüm karakterleri ve hareketleri taklit ettikleri özgür bir ortamda oynanan oyundur. Oyunun süresi belli değildir. Temel olarak öykünmeye (taklit) dayanır. Örneğin; evcilik, doktorculuk yapılandırılmış çocuk oyunlarıdır. Çocuğun doğal gelişim evrelerinde ortaya çıkar.
c) Dramatizasyon: Drama gibi bir eylemselleştirmedir. Rol oynama yöntemi ile iç dramaların görselleştirilmesdir. Bir konu, bir olay ya da durumun roller verilmesi yoluyla hareket, mimik, jest ve seslerle canlandırılmasıdır.
d) Rol Oynama: Film ya da tiyatro oyunundaki karakterlerin aynı biçimde canlandırılması değildir. Başta öykünme olsa da, ama henüz yaşanmamış roller üstlenerek, yaşamın daha ilerdeki aşamlarına hazırlanmaktır.
e) Doğaçlama: Genellikle "anında oluşan" anlamında kullanılsa da, daha çok belirli bir hazırlık sürecini barındıran doğaçlama; büyük ölçüde grup dinamiğinden yararlanılarak oluşturulan rol oynamalar, oyunlar ve süreçlerdir (5).
f) İletişim: Bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir. İletişim, katılanların bilgi /sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamlamaya, yorumlamaya çalıştıkları bir süreçtir (7).

Burada, birbirine geçmiş, fakat aralarında büyük farklılıkların ve benzerliklerin bulunduğu iki kavramı da açıklamak gerekir: Drama ve oyun.

1. Dramada belli eğitsel, sanatsal v.b. hedef ve amaçlar vardır ve bunlar lider ya da öğretmen tarafından belirlenir. Oyunda çoğunlukla belli bir amaç olmayabilir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Oyun tek başına da oynanabilir.
3. Dramada çok kesin kurallar yoktur. Kurallar esnektir. Katılımcıların kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verilir. Ödül veya yanlış yapma söz konusu değildir. Oyunlarda en basitten karmaşığa kadar birtakım kurallar vardır. Kurallara uymayanlar oyun dışında bırakılabilir.
4. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır. Ortaya çıkan ürün ilk kez oluşur. Oyunda bir başlangıç ve sonuç vardır. Çoğunlukla bir başarı söz konusudur.
5. Dramada doğru - yanlış, güzel - çirkin v.b. yoktur. Sonuç değil, süreç önemlidir. Oyunlarda çoğunlukla sonuç önemlidir.
6. Dramada bir lider (öğretmen) vardır. Grubun kendini keşfetmesine, geliştirmesine, kendini ortaya koymasına rehberlik eder. Oyunda yönlendirici yoktur. Bu görevi daha çok oyunculardan biri üstlenir.
7. Eğitimde dramada, hiçbir zaman, bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Çocuk oyunlarında öykünme vardır.
8. Dramada tekrar vardır. Ancak yapısal anlamda farklılaşma yoktur.
9. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Oyunda estetik kaygıdan çok, rahatlama, enerji boşalımı gibi ögeler yer alır.
10. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Oyunda ise bu ögeler yer almaz.
11. Drama ve oyunun ortak özelliği ise belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içermeleridir (6).

Drama Araç ve Gereçleri

Araç - gereç ve materyaller, dramanın rol oynama, doğaçlama v.b. tekniklerinde konsantrasyon, yani bireyin odaklaşmasını kolaylaştıran bir ortam sağlar. Olması şart değildir, fakat yerinde kullanıldığında yararlı işlev üstlenir ve her türlü araç - gereç drama etkinliğinde kullanılabilir.
                                                                                          MELİK EJDER 

Yaratıcı Drama


DERS:Yaratıcı Drama
SÜRE: 150 dakika
GRUP: 18 yaş üstü, 20 kişi.
KONU: Duyu, dokunma çalışmaları, heykel ve form oluşturma.

HEDEFLER:
1. Drama ilkelerini, drama etkinliklerinde doğru uygulayabilme.
2. Dokunmaya yönelik oyunlarla duyularını geliştirebilme.
3. Bir temadan yola çıkarak, doğaçlamalar oluşturabilme.
4. Bir konu ya da temayı bedenini kullanarak ifade edebilme.
5. Yaratıcılığını ortaya koyma ve geliştirmede hayal gücünün kullanabilme.
6. İmgesel anlatım gücünü geliştirebilme.
7. Grupla çalışmaya istekli oluş.
8. Drama etkinliklerine katılmaktan ve izlemekten zevk alış.

İŞLENİŞ:

Isınma:
Gruptan müzik eşiğinde ritimle yürümeleri istenir. Daha sonra liderin verdiği yönergelere göre ayak
parmaklarının ucunda, topuğuna basarak, ayakların dış yanına basarak, ayakların iç yanına basarak yürünür (5’).

Oyun:

Önde Turna 1-2-3 oyunu:
Katılımcılardan bir ebe seçilir. Diğer katılımcılar alanın bir başka köşesinde
dururlar. Ebe yüzü duvara dönük bir şekilde “önde turna 1-2-3” diye sayarken katılımcılar ona doğru ilerlemeye
çalışırlar, ebe saymayı bitirdiğinde katılımcılar donacaktır. Ebe, saymayı bitirdiğinde arkasına doğru dönerek
diğerlerini hareket halinde yakalamaya çalışır. Ebenin hareket halinde gördüğü kişi oyun dışı kalır. Ebenin tam
arkasına gelindiğinde ona en çok yaklaşmış olan kişi, sırtına dokunarak gruptan kalan diğerleriyle birlikte geriye
doğru kaçarlar. Ebenin yakaladığı kişi yeni ebe olur. Eğer ebe herhangi birine dokunamamışsa yeniden ebe olur.
Bir başka turda yere en az bir kez dokunmadan ebeye dokunulmayacaktır yönergesi ile tekrarlanır (10-15’).


Don - Kurtul oyunu:

Gruptakilerden bir ebe seçilir. Diğerleri kaçarlar. Ebenin dokunduğu kişi, ebe ona hangi pozisyonda dokunmuş
ise o şekilde donar. Gruptaki diğer üyelerden herhangi biri, donmuş durumda bulunanlardan birinin karşısına
geçerek aynı biçimi alırsa, donmuş olan kurtulur. Bu sırada ebeye yakalanmamaları gerekecektir. Ebe tüm
katılımcıları yakalayıncaya kadar oyun sürdürülür(10’).(Aynı oyun ikinci oyuncunun arkadaşını kurtarmak için
onun hareketini zıt yönde yapmasıyla da denenir).katılımcıları yakalayıncaya kadar oyun sürdürülür(10’).(Aynı oyun ikinci
oyuncunun arkadaşını kurtarmak için onun hareketini zıt yönde yapmasıyla da
denenir).


Doğaçlama

Kukla – kuklacı oyunu oynanır. Grup eşit sayıda iki gruba ayrılarak, iç içe iki
çember yapılır. Dıştakiler kuklacı, içtekiler kukla olacaktır. Kuklacılar
önlerindeki tahta malzemeyi istedikleri biçimde şekillendirdikten sonra, sağa
doğru bir kayarak her bir kukla üstünde oynamalar yaparak düzeltirler. Kendi
kuklalarına geldikten sonra son düzeltmeyi yaparlar, kuklalarını el
hareketleriyle oynatırlar. Bittikten sonra içtekiler ve dıştakiler yer değiştirirler.
Aynı işlemler tekrarlanır (20’).


Gruptan gönüllü iki kişi seçilir. Bu iki kişinin birlikte sevgiyi vurgulayan bir
form oluşturmaları istenir. Gruptakilerden bir başkası ikiliden istediği birinin
omzuna dokunarak onu dışarı çıkartır, diğerinin formuna yeni bir anlam
katacak şekilde biçim alır. Tüm grup birkaç kez yapıncaya kadar tekrarlanır.
İsteksiz olan varsa lider tarafından katılımcı olmaya yönlendirilir (20’).


Gruptan serbest şekilde yürümeleri istenir. Liderin “dur” yönergesi üzerine
herkes olduğu şekilde durur. Lider seçtiği iki kişinin duruşunu yorumlatır. Bu
uygulama kişi sayısı 3-4’e çıkartılarak tekrarlanır.

Lider tarafından oluşturulacak grup sayısına göre 4-5 imge seçilir. Ardından
gruptaki diğer katılımcılara tüm imgelere bakıp, kendi seçtikleri herhangi bir
imgenin anlamını bütünleştirecek şekilde o imgeye katılmaları söylenir. Tüm
katılımcılar bir form aldıktan sonra, lider seçtiği bir kişiden düzeltme
yapmasını ister. Liderin seçtiği kişi, oluşan gruplardan bir tanesi üzerinde,
onun yüklediği anlamı bozan bir kişiyi çıkartabilecek, diğerleri üzerinde
istediği düzeltmeyi yapabilecektir. Her gruptan çıkartılanlar aynı işlemleri
diğer gruplar üzerinde tekrarlarlar. Her gruptan bir kişi çıkartılarak, belirtilen
aşamalar uygulandıktan sonra, herkes kendi düzeltme yaptığı gruba giderek
anlamı bütünleştirecek şekilde eklenir. Lider tarafından seçilen ilk kişiye
dokunulmaz. Tüm grup heykeller tamamlandıktan sonra, liderin seçtiği bir
grubun formunu bozmaması söylenir. Diğer gruplara çözülmeleri söylenir.
Donuk durumda kalan grup diğer katılımcılarla birlikte yorumlanır. Sırayla
diğer gruplar da donarlar ve yorumlanır (20’).


Oluşum:

Oluşturulan gruplara isterlerse dinledikleri yorumlara göre, isterlerse
kendi oluşturacakları yeni bir kurguya göre beden dili kullanılarak
canlandırma yapmaları istenir (canlandırmalar önce beden dili kullanılarak,
sözel anlatım bulunmadan yapılır). Her grup sırayla canlandırmasını yapar,
oluşturulan grup heykele gelindiğinde donarlar. Daha sonra tüm gruplara
dondukları andan sonrasını da kurgulamaları ve baştan itibaren sözel anlatım
da kullanarak sonuca kadar oynamaları söylenir. Grupların çalışmaları izlenir
(50’).

Değerlendirme:

Grup çember şeklinde yere oturur. Lider yapılan çalışmaların
hedefleri hakkında bilgi verdikten sonra, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı
hakkında katılımcıların görüşlerini alır. Çalışmalar sırasında neler hissettikleri,
neler duyumsadıkları sorularak, tüm katılımcıların duygularını ve
düşüncelerini söylemesi sağlanır

18 Ağustos 2011 Perşembe

YARATICI DRAMA'NIN EĞİTSEL VE TİYATRAL KULLANIM KONUSUNDAKİ ÇELİŞKİLİ YÖNÜNÜNÜN TARTISILMASI. YARATICI DRAMA TİYATRAL BİR TEKNİK MİDİR? YA DA EĞİTİM ARACI MIDIR?



Çocuğun yaşamla kurduğu ilişkilerin büyük bir bölümü oyun ve hayal içinde geçer. Büyüme sürecindeki çocuk türlü oyunlar oynar ve birçok oyun icat eder. Bu süreç içinde aşama aşama çevresindeki oyunlar hakkında bilgi dağarcığını geliştirir. Oyun ve tiyatro eğitim bilimi bu farklı ve değişik oyun biçimleriyle uğraşır, bunları inceler ve söz konusu oyun ve oyun formlarını tiyatro tekniğinden faydalanarak, doğaçlama yöntemi kullanarak, çocuk, ergen, genç ve yetişkinlere yönelik eğitsel süreçleri kullanır.
Oyun süreçlerindeki ve yaşam durumlarındaki dramatik anların uzmanlarca, grupiçi etkileşim süreçleri içinde yaratılması yaratıcı drama çalışmaları olarak adlandırılmaktadır.
Çocuklar da en az yetişkinler kadar bu dünyayı bizlerle paylaşmaktadır. Biz eğitimcilerin görevi çocukların dünyayı anlayabilmleri için, çevreleriyle iletişime geçmeleri için olanaklar hazırlamaktır. Onları etkin bir biçimde eğitim ortamına katmaktır. Çocuk eğitim ortamına etkin olarak katıldığında hayalgücü gelişir, düşlerini kullanmayı öğrenir, duygularını doğru bir biçimde ifade etmeyi öğrenir.
Yukarıda geçen ve yaratıcı drama ile içiçe ilişkisi olan eğitimbilimi, insanlararası karşılıklı davranışları öğrenilebilirliği ve öğretilebilirliği ile uğraşır. Yaratıcı drama grupla yapılan bir etkinliktir. Bu da ortak olarak uygulanan ve yaşanan davranışların öğrenilmesine yol açar. Yaratıcı dramadaki öğrenme bir tür yeniden yapılandırmadır ve öğrenciler bu bilgilerini değerlendirebilirler.
Eğitimde yaratıcı dramanın önemini şu şekilde özetleyebiliriz ;
*İmgelem ( hayal ) gücünü geliştirir .
*Bağımsız düşünebilmeyi sağlar.
    *İş birliği yapabilme özelliğini geliştirir.
    *Sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratır. Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasını ve hissetmesini ve bu durumun ona iletilmesi sürecine empati adı verilir.
*Dört temel dil becerisini ( konuşma , dinleme, okuma , yazma ) kazandırır,dilin kullanım alanlarını ve kalitesini zenginleştirir
Dil gelişimi ile ilgili hedeflenenler şu şekildesıralanabilir :
- Konuşmada güven

- Konuşma becerisinde gelişme
- Sözcük dağarcığında gelişme
- Düşüncelerin yazılı ve sözlü anlatımında gelişme
- Dinleme becerisinde gelişme
-Farklı sosyal rol ve statülere ilişkin değişik dil biçimlerini kullanabilme
-Okuma becerisini geliştirme
-Yazma becerisini geliştirme
* Sözel olmayan iletişimin öğrenilmesini sağlar.
* Yaratıcılık ve estetik gelişimini sağlar.
* Etik değerlerinin gelişmesine olanak sağlar.
* Kendine güven duyma ,karar verme becerilerinin gelişmesini sağlar.
* Farklı olay ve durumlarla ilgili deneyim kazandırır.
* Kaslarını hareket ettiren yeni yöntemleri bulmayı,denemeyi ve bedenini çok yönlü geliştirmeyi sağlar.
* Çevresindeki canlı ve cansız varlıkları tanıma ve algılamayı öğretir.
* Hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar geliştirmeyi sağlar.
* Sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar.
* Özellikle doğaçlama çalışmalarında iç tepi ve dürtülerden yaralanmayı öğretir.
* Duygunun sağlıklı bir şekilde boşalımından yararlanmayı sağlar.Bu kontrollü bir birey için oldukça önemlidir
* Duygunun denetlenmesi ,onun bastırılması anlamına gelmez. Bütün insanlar zaman zaman hissettikleri öfke,korku,kaygı,kıskançlık,dargınlık gibi duygularını bu temaların ifade edildiği oyunlarda rol alarak boşaltabilir ve gerilimden kurtulabilirler.
    * Öncelikle kendini tanımasını sağlar.
    * Kendinde bulunan özelliklerle başkalarını karşılaştırabilmeyi sağlar.
* Başkaları ile benzerliklerini keşfetmesini sağlar.
* Kendinde geliştirmek istediği yanlarıyla ilgilenmesini ,kendini eleştirebilmesini sağlar.
* Kendini ifade etmede gerek duyduğu kaynaklara ulaşma gerekliliğini fark ettirir.
* Bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma gelir.
* Kendini ifade etmede güven kazanır.
Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocukta olay, olgu ve kavramları bir mantık süzgecinden geçirme yeteneği oluşur ve kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi kabullenmeden araştırıcı olmaya yönelir.
Yaratıcı dramanın yukarıda sıraladığımız eğitim ortamına ve öğrenci özelliklerine sağladığı yararlardan sonra yaratıcı dramayı yalnızca tiyatral bir teknik olarak düşünemeyiz Yaratıcı drama tiyatral tekniklerden faydalanır ve bireyi eğitme aracı olarak kullanılır. Yaratıcı drama ile birey kendi kendine öğrenir, kendi ve çevresini öğrenir, bilgisini kendi yapılandırır.Öğrenme sürecini kendi değerlendirir. Bireyin ifade, empati kurabilme ve rol yapabilme yeteneklerini geliştirdiği için tiyatral alanlarda kullanılabilir. Bu durumda karşılıklı olarak birbirini destekleyen iki durum ortaya çıkar: Yaratıcı drama oldukça verimli bir eğitim oratmı sağlar, yaratıcı drama tiyatral açıdan bireyin gelişmesini sağlar. Tiyatral açıdan bireyin gelişmesi bir eğitim ortamında bulunmasıyla sağlanır. Bu anlamda birey yaratıcı drama eğitimi aldığı zaman her anlamda kendini geliştirmiş olur fakat her yaratıcı eğitim ortamında bulunan birey rol yapma yeteneğini mükemmel bir şekilde geliştirebilir diye bir kural yoktur. Bunun için bireyin isteği, olumlu tutumu, gerekli altyapısı ve geliştirileye açık bir yeteneğinin olması gerekmektedir.

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Yaratıcı Drama Tiyatro İlişkisi

Çağımızda sanatın, gündelik yaşamdan yola çıkması ve gündelik yaşamın bir parçası olduğu tartışmaları uzun süredir gündemdeyken, herkesin içindeki sanatçıyı ortaya çıkartabilmek için en etkin yollardan birinin, yaratıcı drama eğitimi olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu eğitimin temel amacı sanatçı yetiştirmek de değildir. Bir çok eğitsel hedefin yanısıra, kişilik gelişimine ve sosyal hayata uyumu kolaylaştırıcı hedefler, temel olarak yaratıcı dramanın alanını oluştururlar. Ancak ileride hangi mesleği seçecek olursa olsun, yaratıcılığı gelişmiş, esnekliği artmış, yeni alternatiflerin peşinde koşmaktan korkmayan, ezberciliğe değil görerek yaşayarak öğrenmeye meyilli, bu sayede gerçek anlamda öğrenmenin tadına varmış ve dolayısıyla gelişmeye yatkın, yaptığı her işte estetik bir bakış kazanmış bireylerden oluşan bir toplumun, doğal olarak şu andaki koşullardan çok daha ileride bir Türkiye yaratacağı açıktır. Tüm bunlardan yola çıkarak birbirine kardeş, ama ikiz olmayan iki alandan bahsedeceğim. Yaratıcı drama ve tiyatro* ilişkisi. Böylesine bir başlık hem çok fazla şeyi kapsar, hem de somut tartışmalar yürütebilmek için son derece kaygan bir zemin oluşturur. Bunları birbirlerinin zıddı gibi ele almak gerçeğe uymaz. Birbirlerini kapsadıklarını düşünmek ise her iki alan için de fazlasıyla hayalperestlik olur. Kısacası, yaratıcı drama ile tiyatro birbirlerinden yararlanırlar, ama farklılıklar da içerirler. Bunların neler olduğunu hemen konuşmamın başında özetlemem, sanırım daha sonra değineceğim noktaların önemini daha iyi vurgulayacaktır:
Drama sürece, tiyatro sonuca yani gösterime yöneliktir. Dramanın amacı eğitimden kişisel gelişime dek pek çok farklılığı içinde barındırsa da, tiyatro temel olarak estetik, ardından sosyal bir amaca sahiptir. Drama tamamen interaktif bir süreçtir. Öğrencinin kendi yaratıcılığı dramanın en temel malzemesini oluşturur. Tiyatroda oyuncu önemli olmakla birlikte önce yazar, sonra yönetmen en son oyuncu bu süreç içinde belirleyici rol oynarlar. Drama genellikle kültürel, eğitsel ya da sosyal bir ürün olarak değerlendirilirken tiyatronun ticari boyutu da son derece önemlidir. Drama tiyatroyu malzeme olarak kullanır, ancak tiyatro dramadan nadiren yararlanır.
Ancak her ikisi de doğaçlama, ya da tiyatro oyunları gibi ortak bir malzemeyi sahiplenir.
Drama Öğretim Bilgisi kitabından dramanın özelliklerine bakacak olursak, karşılarına tiyatronun benzerlik ve farklılıklarını rahatlıkla yerleştirebiliriz:
1. Dramada belli eğitsel, sanatsal hedef ve amaçlar vardır. Bunlar lider veya öğretmen tarafından örgütlenir. Tiyatroda sanatsal hedef ve amaçlar vardır. Eğitsel amaçlar ikincil önemdedir. Tüm hedefler yönetmen tarafından örgütlenir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Tiyatro da bir grup yaşantısıdır. Ama bu bir amaç değildir.
3. Drama sürekli değişebilir, değiştirilebilir niteliktedir. Tiyatronun değişme ve değiştirilme niteliği çoğunlukla genel provada son bulur.
4. Dramada çok kesin kurallar yoktur, kurallar esnektir, katılımcıların kendilerinden birşeyler katmasına izin verilir. Doğru veya yanlış yapma söz konusu değildir. Tiyatroda da kurallar esnektir ve katılımcıların kendinden bir şeyler katması çoğunlukla beklenir. Ama doğru ve yanlış hem yorum hem de estetik açısından söz konusudur.
5. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır, ortaya konulanlar ilk kez oluşmaktadır. Tiyatronun başı ve sonu vardır. Spontanite sadece doğaçlama aşamasında mevcuttur. Ama bir anlamda oyun her akşam tekrar ve yeniden ve ilk kez oluşur.
6. Drama belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içerir. Tiyatroda hiçbir zaman sonsuz özgürlük yoktur. Oyuncu ne kadar özgür bırakılırsa bırakılsın, son kertede metin, yönetmen, maliyet, teknik olanaklar ve hedef kitle özgürlükleri sınırlandırır.
7. Dramanın doğrusu yanlışı olmaz. Eğitsel dramada önemli olan sonuç değil, yaşanılan süreçtir. Tiyatroda önemli olan sonuçtur.
8. Dramada bir lider vardır. O, grubun keşfetmesine, gelişmesine, duygularını ortaya koymasına rehberlik eder. Tiyatroda yönetmen hem rehberlik rolünü üstlenir, hem de 
belirleyici olan odur.
9. Eğitimde dramada hiçbir zaman bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Tiyatroda sorgulama önemliyse de kimi zaman, olduğu gibi kabul etme ve öykünme başvurulan yöntemler arasında yer alır.
10. Dramada tekrar vardır. Ancak süreç ve yaşantılar farklılaşır. Tiyatroda da tekrar vardır. Önemli olan yaşantıların farklılaşması değil, daha mükemmel olmasıdır.
11. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Tiyatroda estetik kaygı birinci derecede önemlidir. Süreç mutlaka estetik biçimi doğurmalıdır.
12. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Tiyatro sürecinde de gözden geçirme ve tartışma yer alır.
Görüldüğü gibi bir karşılaştırmaya gidildiğinde ak ve kara gibi iki kutuptan bahsedemiyoruz. Aslında temel ayırım, tiyatronun konvansiyonel bir sanat, yaratıcı dramanın ise eğitsel amaçlı bir yöntem olmasıdır. Yine de bu eğitme, tiyatronun özellikleri olan eğlendirme, bilgilendirme, arındırma boyutlarına ulaşabilir. Kısacası, tiyatro öğretmeni, oyun metnini ifade edebilmek için gerekli olan araştırmacı drama stratejilerine çok az yer verirken, drama öğretmeni, sanatsal biçemlerle fazla uğraşmaz. Öte yandan, kimi tiyatro ürünleri de yaratıcı drama ile arasında sıkı bir köprü kurabilir. Örneğin Almanların ünlü Grips Tiyatrosu, gündelik yaşam gerçekliği ile çocukları yüzleştiren, ilginç oyunlar hazırlamaktadır. Ve gösterimlerinin sonunda yaratıcı drama tekniklerini kullanarak çocukların oyunu nasıl anladıklarını, algıladıklarını test etmektedirler. Bildiğiniz gibi, "çocuklar bu oyundan ne anladınız?" sorusuna verilen yanıtlar genellikle ya çok kısıtlı sayıdadır, ya da çok klişe tekrarlardan oluşur. Oysa "hadi bakalım oyundan ne anladığının bir heykelini yap!" dendiğinde anlama, kendini ifade, bir sentez ve yaratıcılıkla buluşmuş olur. Hem yaratıcı drama hem de tiyatro aslında aynı kökten beslenirler. Bu kök tiyatro sanatının unsurlarıdır. Kimi yazarlar (Dorothy Heatcote) bunu odak, gerilim ve zıtlık olarak belirlerken, diğerleri (Gavin Bolton) gerilim ve zıtlığa sembolizasyonu da eklemişlerdir : (Morgan ve Saxton'a göre) Odak "öğrencilerimden bunu yapmasını niye istiyorum?" sorusuna verilen cevaptır.
Dipnotlar:
*Tiyatro, Aristotalesçi dramatik tiyatro anlamında kullanılmaktadır. Epik tiyatro, absürd tiyatro, post-dramatik tiyatro gibi türler bu yazının kapsamında tartışılmamaktadır.
(1) İlköğretim Drama 1 (1999), Ankara: Devlet Kitapları, s.21
(2) N. Morgan & J. Saxton (1987). Teaching Drama. New Hampshire: Heinemann, s. 2 Sayfa: 1/4