9 Eylül 2011 Cuma

BANA BİR ŞEYİ SEVME ŞANSI TANIDILAR İNCİRİN KENDİSİNİ SEVDİM

Tam mevsimi şimdi incirin! anneannemin bahçesinde bir küçük incir ağacı var ama doyamıyorum : ) kısa süre sonra da mevsimi geçecek. incir için bırakın misafirliğe gitmeyi yatıya bile giderim :) benim için hem damak tadı açısından hem de manevi olarak çok önemi var. incirle özel bir anım yok tabi ama ilk insandan beri süre gelen bir imge olduğu için içten içe saygı duyuyorum. Şimdi incirin kültürümüzdeki yerinden tutun da faydalarına kadar her şeri derleyip buradan aktarıyorum.
Bereketin ve doğurganlığın sembolü İncir ağacı
İncir ağacımız, hoş kokulu olması, yatıştırıcı özellikleri, meyvelerinin besin değeri, dekoratif görünümü, yapraklarından çıkan sütten ve diğer unsurlarından ilaç yapılması ve maya kaynağı olmasıyla Anadolu inanç ve kültürlerini derinden etkilemiştir. Bir gün yolunuza ele benzeyen yapraklarıyla bir incir ağacı çıkarsa, siz de uzatın ona elinizi, kucaklayın gövdesini, kokulu yapraklarına sürün başınızı, bir insana sarılır gibi sarılıp koklayın, onun bir ağaçtan daha fazla bir şey olduğunu hissedeceksiniz.


İncirin anavatanı Anadolu’dur. (1, 2) Ilıman ve güneşli iklimleri seven incir ağacının yaprakları ele benzer ve yüzeyi de derimsidir. (2) Ayrıca yaprakları koparıldığında içinden süt çıkma özelliği de eklendiğinde, incir ağacı, eski çağlardan bu yana insanlara veya memeli hayvanlara benzeyen niteliklerle algılanmıştır. İncir, Ficus carica olan bilimsel adını ülkemizin Muğla ve Aydın yöresindeki Karya uygarlığından almıştır; sözcük Türkçeye “Karyalı incir” olarak tercüme edilebilir.
Anadolu yazılı kaynaklarında incir ile ilgili metinleri ilk olarak Hititlerde görmekteyiz. Hitit ritüellerinde, Hititçede Ma veya Marşikka olarak adlandırılan incirle yapılmış kurbanlık kalın ekmekler bölünerek tanrıçaya sunulmakta, bu sunu yapılırken de “sen güçlü tanrıça, ye!” şeklinde seslenilmektedir. Bereket Tanrısı Telipinu’nun öfkelenip insanları terk ettiğinde ortaya çıkan kıtlığı gidermek, bereket tanrısının hiddetini dindirerek onun tekrar dönmesini sağlamak amacıyla yapılan büyüde, hoşa gidici ve yumuşatıcı meyvelerden incir sunusu yapılmaktaydı. Bu sunu yapılırken “Nasıl ki incir meyvesinde bin tohum saklıdır, Telipinu sen de içinde binlerce iyilik saklayasın” gibi çok hoş ve insancıl dualar edilmekteydi. (3)

Doğurganlıkla ilgili tanrıçaların ağacı
Yaz sonu ve güz başlangıcında incirin lezzetli meyvelerinden tadabilirsiniz. Taze incirin harika bir tadı vardır. Kimi meyvesinden dışarıya doğru meyve özü sızar. İçini açıp baktığınızda ise kırmızı bir ortamda yüzlerce tohumunu görürsünüz. Bu kutsal meyve hem görsel hem de tat açısından büyüleyicidir. İncir, Karya uygarlığında kutsal bir ağaçtı ve Anatanrıçanın kendilerine verdiği bir armağan olarak görülürdü. Antik çağlarda da Tanrıça Demeter’e özgülenmişti. Demeter aynı zamanda buğdayın ve ekmeğin de tanrıçasıydı. Batı Anadolu’da ekmek pişiren kadınlar yeni pişen sıcak ekmeklerin üzerini hâlâ incir yapraklarıyla örterler. Yeni pişmiş ekmek ile incir yaprağının hoş kokusu birbirine karışır. Ekmek yapımında ekmeğin ve incirin bir araya getirilmesi ve nefis ekmek kokusuna incir yaprağının hoş kokusunun karışması, ekmek pişirme sürecinin antik ve inanca ilişkin kültürel kaynakları hakkında ipucu vermektedir. İncirin anatanrıçalara özgülenmesinin nedenlerinden biri, bu bitkinin meyvesinin kadın imgesini çağrıştırması, bir diğeri de yaprağının biçimidir. İncir yaprağı 5 çıkıntıdan oluşur ve insan eline benzer. Anadolu Anatanrıçası Kibele’nin simgesi 5 parmaklı el olup kutsal sayısı da 5’tir. 5 parmaklı el ayrıca kadın rahmiyle ve başak şeklindeki bitkilerle özdeşleşir. Sanat eserlerinde incir yaprağının Adem ve Havva’nın (Heba, Hubaba, Kubaba) mahrem yerlerini kapaması bir rastlantı değildir. Bu betimin kaynağı incir gibi Anadolu bitkilerinden güç alan Anadolu’nun Paleolitik ve Neolitik Çağ uygulamalarıdır. İncir de buna bağlı olarak üreme ve doğurganlık kavramıyla özdeşleşmiştir.
Ortadoğu mitolojisinde incir, sapından süt çıkması dolayısıyla doğurganlıkla ilişkilidir. (4) Süt ile işlem gören bitkilerin doğurganlık ve anatanrıça ile ilişkilendirilmesinin başka bir örneği de peynir yapılacak sütün temizlenmesinde kullanılan Silybum marianum adlı bitkinin Meryemana Dikeni olarak adlandırılmasında görülür. Gövdesinin gözenek ve tüylerle kaplı olmasından dolayı meryemana dikeni sütün süzülmesinde kullanılmakta, bu durum da onun Meryemana ve anatanrıçaya özgülenmesinde rol oynamaktadır



http://www.oynakbeyi.com/post/394477288/incirtarihi İNCİR İN TARİHİNİ  ANLATAN BİR KİTAP:)



 İncir : Gıdası çoktur. Çabuk hazmolur. Kalorisi bütün meyvelerden fazladır. Mideyi yumuşatır. Yara ve bereleri iyi eder. Çıbanları deşer. Susuzluğu giderir, müzmin öksürüğü yok eder. Ciğer ve göğüse faydalıdır. Ciğer, dalak, mesane ve böbrek tıkanıklıklarını açar. Sabah açken yenmesi çok faydalıdır. Bilhassa ceviz ve bademle yenmesi faydayı arttırır. Sirke içine konmuş incirlerden üç sabah açken bir miktar yiyen sıtmadan kurtulur.


İncirin faydası saymakla bitmez. Sözgelişi, içerdiği yüksek orandaki kalsiyum ve fosforla kemik ve dişlerin oluşumu ile sağlıklarını garantiler. Taze ve özellikle kuru incirin yenilmesiyle insan bedeninin hücreleri yenilenir.
- İncir, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir besindir Sözgelişi, 100 gr. kuru incir yenilirse bedenin günlük gereksinimlerinden kalsiyumun yüzde 17′si, demir ve magnezyumun yüzde 30′u, fosforun yüzde 20′si, B1 vitamininin yüzde 5′i ve B2 vitamininin yüzde 4′ü alınmış olur.
- İncir, içerdiği yüksek orandaki liflerle bedene giren kolesterolün kana karışmadan atılmasını sağlar.
- Sindirimi kolaylaştıran incirin, bedeni bakterilere karşı koruyan etkileri de vardır.
- İncir içerdiği yüksek orandaki kalsiyum ve fosforla kemik ve dişlerin oluşumu ile sağlıklarını garantiler. İncirin içerdiği kalsiyum, diğer besinlerdekine göre daha kolay sindirilir. Süt içemeyen kişilerin incir yemeleri öğütlenir.
- İncir, içerdiği ‘benzaldehit’ adlı maddeyle kanserli hücrelerin büyümesini önler, kansere karşı etkili olur.

- Kuru incirden hazırlanan infüzyon, özellikle çocuklarda korkusuzca kullanılabilen etkili bir müshildir. Bunun için iki-üç kuru incir doğranır. Üzerine kaynar su dökülerek 10-15 dakika demlendirilip bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde 2-3 bardak içilir.
- Körpe incir yapraklarının sütü siğile karşı etkilidir. Bu etkiyi sağlamak için körpe incir yaprağından sızan süt siğile sürülür.
- Körpe incir yapraklarının ezilmesiyle hazırlanan yara lapası, çıbanların olgunlaştırılması ve baş verip delinmesinde etkili olur.
- Kurutulmuş incir yapraklarıyla hazırlanan dekoksiyon, hemoroit (basur) ve çıbanlara karşı etkilidir. Körpe incir yaprakları, havadar ve güneş görmeyen bir yerde kurutulur. Bu yapraklar parçalanır. 2-3 tatlı kaşığı kurumuş yaprak bir bardak suda 30 dakika kadar kaynatılır. Böylece hazırlanan dekoksiyonla ıslatılan bez basur memesine sürülür ya da çıbanlara sarılır. Hemoroite karşı bu dekoksiyondan günde 2-3 bardak içilir.

havuçlu kekin içine cevizle birlikte bolca kuru incir koymaya, reçel kavanozuun içinden tane tane şuruplu meyvelerden çıkarmaya, fırında pişirilmişini soğuk bir dondurma topuyla yemeye hayır diyenleriniz olur mu bilmiyoruz ama incir ağacı ve meyvesi tüm diğer meyveler gibi çok özel.  

Bizim incire latin sosyetesinde "Ficus carica" diyorlar :)  Anavatanı içinde cennet yurdumuzun da olduğu doğu Akdeniz ve güneybatı Asya. Ve Türkiye incirin dünyadaki bir numaralı üreticisi.

İncir ağacının boyu 3m ile 10m arasında olabilir. Bazı türleri erkek çiçeği de dişi çiçeği de üzerinde bulundurur. Bazı türlerininde ise erkek ve dişi çiçeği üzerinde bulunduran ağaçlar ayrı ayrıdır. Bu türlerde bay inicir ağacı " Ficus carica varyete caprificus" bayan incir ağacı "Ficus carica varyete domestica" olarak isimlendirilir. Yaprakları 12–25 cm uzunluğunda ve 10–18 cm genişliğinde olup derin girintili beş lobu vardır.

Meyvesine gelince o bir fenomendir. Elmaya, armuda benzemez. Zaten meyve diye yediğimiz o sarıdan mora çeşitli renklerde olabilen 3-5 cm uzunluğundaki harika şey aslında ağacın meyvesi değil çiçeğidir. Dışta gördüğümüz yeşil-mor olabilen kısım aslında dişi çiçeğin tablasıdır. Minik minik yüzlerce çiçekcik bu keseciğin içine sığınmış meyve olabilmek için erkek çiçekten gelecek polenleri beklemektedir.


Erkek çiçek ise başka bir ağacın üzerindedir ve polenlerini o keseciğin içine ulaştırması hiç de kolay değildir. Bir elma bir armut gibi dişisi- hemen yanında değildir ki polenlerini şöyle bir silkinip atıversin üzerine. Bu sebeple bir ulağa ihtiyacı vardır ve mazı böceği onların taşıyıcısı olur. Erkek ağaçta çiçek tablasının ağzına yakın kısmında polenleri taşıyan erkek çiçekler bulunur. Daha derinde ise mazı çiçeği denen ve mazı böceğinin yumurtalarını içine yerleştirdiği çiçekler vardır. Larvalar yumurtadan çıkar ve olgunlaşıp mazı böceği olduklarında erkek çiçeği üzerine polenleri de alıp terk ederler. Dişi ağaca yolları düştüğünde de dişi çiçeğin oluşturduğu kesenin ortasındaki delikçikden girerek içindeki yüzlerce küçük çiçeğe polenleri ulaştırır. Zaman içinde bu keseyi oluşturan çiçek tablasının çeperi ile taç yaprakları etlenir ve lezzetlenir, böylece bizim yediğimiz leziz meyve hasıl olur. Ama incirin asıl meyvesi içindeki minik çekirdeklerdir aslında.

İncir içinde yağ emilimini azaltan, kabızlığı önleyen çözünmez ve kan kolesterolünü düşüren çözünür lif içerir. He iki lif türünü bir arda içeren incir bu özelliği taşıyan nadir yiyeceklerden biridir ve bir incir günlük lif ihtiyacımızın %20'sini karşılayabilir. Ayrıca potasyum, kalsiyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, çinko, selenyum ve demir açısından oldukça zengindir. Vitaminlerden de A, C, B1, B2, B6 vitaminilerini bünyasinde bulundurur. Tek tehlikeli olabilecek yanı da  bol kalori ve bol kilo anlamına gelen karbonhidrattan da zengin olmasıdır. Bu yüzden incir tüketirken ölçülü olmaya dikkat etmek ve aşırıya kaçmamakta fayda var.


----------
“İncire ve zeytine andolsun Sina dağına, Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre). Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra aşağıların aşağısına çevirdik. iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Öyleyse bundan sonra, hangi şey sana dini yalanlatabilir? Allah hükmedenlerin hakimi değil midir?” [Tin Suresi]

Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz (sav) incirle ilgili sunlari bildirmistir:

Peygamber Efendimiz (sav) bir tabak incir hediye edilip ondan yedi ve sahabelerine: "Bundan yeyiniz. Eger ben bir meyvenin cennetten indigini söylersem iste cennetten inen meyve bu incirdir." buyurdu.
(Ölüm-Kiyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 313)
Incir Kuran'da ismi geçen ve dikkat çekilen meyvelerden biridir. (Tin Suresi, 1) Meyveler arasinda en yüksek mineral kaynaklarindan biri olan incir, enerji veren bir yiyecek olmasi bakimindan da özel bir yere sahiptir.



incir ile ilgili ata sözleri:

İncir babadan, zeytin dededen




1] İncir ağacı yaşlanarak babadan evlada, zeytin ağacı da ondan çok yaşlanarak dededen torunakalırsa daha verimli olur.

Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz



İncir çekirdeğini doldurmaz:

Çok az veya pek önemsiz.”Ne akılsız adam bunlar, kavga etmelerine sebep olan mesele incir çekirdeğini doldurmaz bile, ayırın şunları.”




ve incir imgesinin olduğu ve son zamanda popülaritesi yüksek bir film:

incir sözü geçen bir şarkı:








seni seviyorum incir.