25 Temmuz 2011 Pazartesi

KISKANÇLIK (Teoman'dan)

“henry brulard’ın yaşamı’nda bir kadına aşık olduğun zaman kendine “onunla ne yapmak istiyorum” sorusunu sormalısın diye yazmış stendhal.
peki, bildik şeylerin yanında, bir kadınla ne yapılır? yani kadın erkeğin hangi işine yarar? bir erkeklik yarışının sorusu mu, yanıtı mı, ödülü müdür kadın?
carlos fuentes, jean seberg’le iki ay çok yoğun olarak süren ilişkisini didiklerken birkaç itirafta bulunuyor. “binlerce erkeğin kıskanç soluklarını ensemde hissediyorum onunla sevişirken” diyor, kendisinin aynı kıskanç soluğu bir başka erkeğin ensesinde olacakken bir-iki ay sonra.
fuentes kendinden nefret edeceği şeyleri yapıyor; kadının özel eşyalarını, ceplerini, defterlerini karıştırıyor. kıskançlığın ürünlerini toplamak için telefonlarını dinliyor seberg’in.
“gülünesi aşklar”da milan kundera bir öykü kahramanının ağızından yine bir tür denemeye girişiyor. bir çeşit seçmeye dönüşen, erkekler arası sorular soruyor. “diyelim ki,” diyor çok güzel bir kadın var, önünüzde iki ihtimal; ya onunla insanlar içinde kolkola gezip mutlu olacak, fakat yatmayacaksınız. ya da yatacak ama kimseye söylemeyeceksiniz. kahramanımız, “emin olun ki” der, her erkek birinci şıkkı tercih eder”. ona göre, kimseye söylemeyeceksiniz. ona göre kimseye anlatamayacağı, gösteremeyeceği bir aşk macerası erkeğin ilgilisini de çekmez. beraber olduğunuzu düşündüren bir yalan-göseri, işin gerçeğinden çok daha çekicidir erkek için.
konumuz kıskançlık olduğuna göre, yukarıdaki seçmeyi ona göre ayarlayalım. diyelim ki bir sevgiliniz var, önünüzde de iki seçenek. sevgiliniz ya biriyle beraber gözükecek ve birlikte olduğu izlenimini verecek ama onunla yatmayacak. ya da biriyle yatacak ama kimse bilmeyecek. hangisini tercih ederdiniz?
cevap bir evvelki sorudaki kadar kolay değil burada. çünkü ikisinde de kıskançlığın farklı boyutları var. farklı kıskançlık, farklı gurur mekanizmalarının sosyal ya da kişisel olanları... insanlar arasında –gerçekte öyle olmadığı halde- yaralanmış bir gurur, gerçek bir iç yarasına karşı. hangisinin daha görünür olduğu ise kişiliğe bağlı.
peki bir erkekle ne yapılır? bir erkek, kadının hangi işine yarar? o da bir kadınlık yarışının soru, cevap veya ödülü müdür? mekan aşk, konu da kadın oldunda kıskançlığın yukarıdaki boyutları nerelerde doğru evrilir?
bunlar başka bir yazının konusu ama, en azından doğru bir his oluşturmak için klasik soru, her cins içinde geçerli olmalı. “onunla ne yapmak istiyorum” sorusu...