20 Eylül 2011 Salı

SÖZCÜKTE YAPI VE EKLER


SÖZCÜĞÜN YAPISI

Sözcüğün yapısını üç grupta inceleyebiliriz: Basit sözcük, türemiş sözcük, bileşik sözcük.
Şimdi bunları ayrıntılarıyla görelim.
1. Basit Sözcük
Yapım eki almayan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler çekim eki almış olabilir. Yapım eki almadıklarından bunlar daima kök halinde bulunur.
“Her tarafı bembeyaz karlar örtmüştü.” cümlesindeki bütün sözcükler basittir.
2. Türemiş Sözcük
Yapım eki alan sözcüklerdir. Türemiş sözcükler cümledeki görevlerine göre belli türleri karşılar. Böylece sözcük hem yapı hem görevce adlandırılır; yani türemiş isim, türemiş sıfat, türemiş fiil.... gibi.
“Bu köşeye bir kitaplık kurmak lazım.”
“Bana bir silgi verebilir misin?”
“Sınıfımızın başkanı çok dalgın biriydi.”
“O her zaman büyük düşünürdü.”
“Yolda çok hızlı yürürdü.”
“O her zaman yanında çalışanları gözetirdi.”
“Çocuklar asla sevgisiz yaşayamaz.”
“Çok acıktım, haydi yemeğe gidelim.”
cümlelerindeki altı çizili sözcükler türemiştir.
cümlesinde altı çizili sözcük, “aç” ismine”-ık” isimden fiil yapma eki getirilerek türetilmiştir. Buna türemiş fiil diyoruz.
“Yaprakların hışırtısı, kuşların cıvıltısına karışmış, tatlı bir musıki oluşturmuştu.”
cümlesinde altı çizili sözcükler “hışır”, “cıvıl” yansıma sözcüklerine “-tı” eki getirilerek yapılmıştır ve yansımadan türeyen isim oluşturulmuştur.
*                                 *                                 *
Bazı pekiştirmeli sözcüklerde sözcüğün başına bir hece eklendiği görülür.
“Etraf bembeyaz olmuş, göz kamaştırıyordu.”
cümlesinde altı çizili sözcük incelendiğinde “beyaz” sözcüğünün ilk hecesinden oluşturulmuş “bem” hecesinin sözcüğün başına geldiğini görüyoruz. Bu bir ek olmadığından sözcük yapım eki almamıştır; yani basittir.
Diğer taraftan, Türkçe sondan çekimli bir dildir, ekler daima sözcüğün sonuna eklenir.
Bir sözcük sadece kökten türetilmez; gövdelerden de türetilebilir.
“Şuralarda bir gözlükçü vardı eskiden.”
cümlesinde altı çizili sözcük “göz” isminden “gözlük”, “gözlük” isminden “gözlükçü” olmuştur. Görüldüğü gibi “-lük” eki sözcüğün köküne, “-çü” eki gövdesine eklenmiştir. Elbette sözcük yine türemiş bir isimdir.
3. Bileşik Sözcük
İki farklı sözcüğün bir araya gelerek kendi anlamlarından az çok farklı bir anlam oluşturacak biçimde kaynaşmasıyla oluşan sözcüklerdir.
Bileşik sözcükler değişik şekillerde oluşur. Kimileri isim tamlamalarının, kimileri sıfat tamlamalarının, kimileri cümle özelliği gösteren söz öbeklerinin kaynaşmaları sonucunda oluşmuştur.
Bu kaynaşma sırasında sözcüklerin her ikisi anlamını kaybedebilir.
“Bahçeden çok güzel hanımeli kokusu geliyordu.”
Sözcüklerden sadece biri anlamını kaybetmiş olabilir.
“Yeryüzü yemyeşil olmuştu yine.”
Sözcüklerden hiçbiri anlamını tam olarak kaybetmemiş olabilir.
“Bu kış yeni bir ayakkabı almam gerek.”
*                                 *                                  *
Bileşik sözcükler yapılışlarına göre değişik özellikler gösterir. Bunları şu şekilde gruplandırabiliriz.
a. İsim Tamlaması Yoluyla
“Komşunun çocuğu kuşpalazına yakalanmış.”
“Onlar düğünden sonra balayına gidecekler.”
“Üzerinde camgöbeği renginde bir kazak vardı.”
“Bahçenin bir köşesine aslanağzı ekmişlerdi.”
cümlelerinde altı çizili bileşik sözcükler isim tamlaması yoluyla oluşmuştur. Sözcükleri ayrı düşündüğümüzde bu, açık olarak anlaşılır.
Bazen bu yolla oluşan isimlerin - özellikle yer isimleri - sonunda iyelik ekinin düştüğü görülür.
“Edirnekapı                 ->              Edirnekapı”
“Kadıköyü                     ->             Kadıköy”
sözcüklerinde altı çizili eklerin düştüğünü görüyoruz.
b. Sıfat Tamlaması Yoluyla
“O ne açıkgöz adamdır bilsen.”
“Buradan Acıgöl’e gidebilir miyiz?”
“Buralarda eskiden çok sivrisinek olurdu.”
“Bu mevsim tam karatavuk avlama mevsimidir.”
cümlelerinde altı çizili bileşik sözcükler sıfat tamlamalarının kalıplaşmasıyla oluşmuştur.
c. İyelik Ekinin Kaynaştırması Yoluyla
“Burası bağrıyanık insanların diyarıdır.”
“Çocukları fazla başıboş bırakmamalıyız.”
“O sütübozuk adama güvenir miyim hiç?”
cümlelerindeki altı çizili sözcüklerde, birinci sözcük isim, ikinci sözcük sıfat özelliği gösteriyor ve isim olan sözcük iyelik eki almıştır.
d. İki Çekimli Fiilin Kaynaşması Yoluyla
“Odaya yeni bir çekyat alalım.”
“Bu denizlerde gelgit olayı pek görülmez.”
“Ekinler biçerdöverlerle biçilip ambarlara doldurulurdu.”
“Onunla uyurgezer diye dalga geçerlerdi.”
cümlelerinde her iki sözcük de çekimlidir. Birleşerek kendi anlamlarından farklı bir anlam ifade etmişler, ya da tür değişikliğine uğrayıp ad ve sıfat görevinde sözcükler oluşturmuşlardır.
e. Bir İsimle Bir Çekimli Fiilin Kaynaşması Yoluyla
“Onun gibi mirasyedi birinden, başka ne beklenir.”
“Yeni bir ateşkes imzalanacakmış.”
“Bu lokantada imambayıldı güzel yapılır.”
cümlelerinde altı çizili sözcüklerin birincisi isim, ikincisi çekimli bir fiildir. Sözcükleri gerçek anlamlarında düşündüğümüzde bunların bir cümle özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz.
f. İsim ve Fiilimsinin Kaynaşması Yoluyla
“Bu bölgede günebakan yetişmiyormuş.”
“Ahmet karakaçanın sırtına binmiş gidiyordu.”
“Böyle oyunbozanlık edersen seninle geçinemeyiz.”
“Bu limana bir dalgakıran yapmak lazım.”
“Onun gibi çöpçatan birini görmedim, doğrusu.”
cümlelerinde birincisi isim soylu sözcük, ikincisi sıfat-fiil olan bu sözcüklerden bir bileşik sözcük meydana gelmiştir.
Bunlardan başka yollarla da bileşik sözcük oluşturulabilir. Önemli olan iki ayrı sözcüğün kaynaştığını anlayabilmektir.
Bileşik sözcüklerin kimileri oluşurken ses kaybı olabilir.
“Pazartesi günü size geleceğim.”
cümlesindeki sözcüğün oluşmasına bakalım.
Pazar - ertesi              ->            Pazartesi
Görüldüğü gibi “er” hecesi düşmüştür.
Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda ise iki ayrı sözcüğün varlığı bile hissedilemez.
sütlü aş               ->            sütlaç
ne asıl                ->            nasıl
bu öyle               ->             böyle
Bu sözcüklerin artık iki ayrı sözcükten oluştuğunu düşünemiyoruz bile.

Bitmiş bir binaya baktığımızda, bina gözümüze sanki bir bütünmüş, tek bir parçaymış gibi görünür. Fakat binanın yapılış aşamasını şöyle bir gözümüzde canlandırdığımızda, ilk bakışta bize tek parçaymış gibi görünen bu binanın, aslında çok sayıda yapı malzemesinden -kum, çimento, kireç, tuğla, demir, tahta, seramik…- oluştuğunu anlarız.

Bir arabaya baktığımızda da durum aynıdır. Tek bir parça gibi görünen arabanın, şöyle bir düşündüğümüzde, aslında pek çok parçanın bir araya gelmesiyle oluşmuş bir “bütün” olduğunu anlarız.

Gündelik yaşantımızda çevremizdeki insanlarla iletişim kurabilmek için çok sayıda sözcük kullanırız. Türkçe yapısına göre “eklemeli” bir dil olduğundan, sözcüklerle birlikte ekleri de yoğun biçimde kullanırız. Ekler, eklendiği sözcüğe her zaman bitişik yazılır, bu nedenle de sözcük ile ek/ler birbirine kaynaşır. Türkçedeki ekleri tam olarak bilmeyen bir kişi, çok sayıda ek almış bir sözcüğü, tek parçaymış gibi algılar.

İşte “sözcükte yapı” konusu, sözcüklerin hangi parçalardan oluştuğunu, yapıldığını, türetildiğini; sözcüklere gelen eklerin çeşitlerini, kullanım amaçlarını inceler. Sözcükte yapı konusu, bize sözcükleri bir “bütün” olarak değil de “parça parça” görebilme becerisini kazandırır


Kök ya da gövde durumundaki sözcüklere getirilerek yeni sözcükler türetmeye yarayan eklerdir.

Türkçede dört çeşit yapım eki vardır:


1. Addan Ad Yapan Ekler
Kök ya da gövde durumundaki adlara gelerek onlardan yeni adlar türeten eklerdir.

–lik   (–lık, –lik, –luk, –lük)
zeytinlik, taşlık, kayalık, odunluk, kömürlük, çöplük, gözlük, gelinlik, kulaklık, güzellik, çocukluk, iyilik, kötülük, dostluk, avukatlık, öğretmenlik, çiftçilik, doktorluk, yazlık, kışlık, kiralık, günlük, turşuluk

–li   (–lı, –li, –lu, –lü)
akıl, çizgili, sisli, bilgili, yağmurlu, Adana, Ankara, Kayserili, tat, saygı, şekerli, tuzlu, yağ, acı, kokulu, naneli, taş, sopa, hüzün, neşeli

–siz   (–sız, –siz, –suz, –süz)
tatsız, tuzsuz, şekersiz, görgüsüz, işsiz, deneyimsiz, korkusuz, saygısız, ölümsüz, düşüncesiz, parasız, vefasız, tarafsız

–ci   (–cı, –ci, –cu, –cü, –çı, –çi, –çu, –çü)
yalan, yolcu, eskici, futbolcu, av, demirci, oduncu, dişçi, çiçekçi, ecza, inatçı, kavga, şarkı, sanatçı, ülkü, milliyetçi, siyasetçi

–cil   (–cıl, –cil, –cul, –cül, –çıl, –çil, –çul, –çül)
bencil, insancıl, ölümcül, evcil, etçil, otçul

–ce   (–ca, –ce, –ça, –çe)
Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Çince, Rusça, bilmece, bulmaca, kesmece, seçmece, çekmece

–cak   (–cak, –cek)
büyücek (büyük–cek), çabucak (çabuk–cak), yavrucak, oyuncak

–cik   (–cık, –cik, –cuk, –cük)
sıcacık (sıcak–cık), ufacık (ufak–cık), bağcık, tosuncuk, maymuncuk

–dem   (–dam, –dem, –tam, –tem)
gündem, yöntem, erdem

–er   (–ar, –er)
ikişer, üçer, altışar, onar, yüzer, biner

–deş   (–daş, –deş, –taş, –teş)
vatandaş, meslektaş, sırdaş, yoldaş, sesteş, adaş (ad–daş), kardeş (karın–daş), çağdaş, soydaş

–k   (–k, –ak, –ek)
solak, ortak, başak, benek, topak

–(i)msi   (–(ı)msı, –(i)msi, –(u)msu, –(ü)msü)
ekşimsi, pembemsi, sarımsı, acımsı, mavimsi

–(i)mtırak 
yeşilimtırak, ekşimtırak, sarımtırak

–in   (–ın, –in, –un, –ün)
yazın, kışın, güzün, demin, ansızın

–ki
akşamki (maç), yarınki (toplantı), dün (hava), evdeki (hesap), bitişikteki (komşu)

–leyin
geceleyin, sabahleyin, akşamleyin

–sel   (–sal, –sel)
kumsal, kişisel, duygusal, toplumsal, yüzeysel, tarımsal, hayvansal, bitkisel, küresel, belgesel, kırsal

–si   (–sı, –si, –su, –sü)
kadın, erkeksi, çocuksu

–(i)nci   (–(ı)ncı, –(i)nci, –(u)ncu, –(ü)ncü)
birinci, ikinci, üçüncü, sonuncu, kaçıncı

–ti   (–tı, –ti, –tu, –tü)
hırıl, gürül, patır, şırıl, fısıl, çatır, gıcır, cızır


2. Addan Fiil Yapan Ekler
Kök ya da gövde durumundaki adlara gelerek onlardan fiiller türeten eklerdir.

–e   (–a, –e)
kana–, türe–, oyna– (oyun–a–), boşa–, tüne

–de   (–da, –de)
fısılda–, hışırda–, gıcırda–, gümbürde–, fokurda

–el   (–l, –al, –el, –ıl, –il, –ul, –ül)
azal–, düzel–, yönel–, çoğal– (çok–al–), daral–, doğrul–, eğril–, incel–, durul

–er   (–r, –ar, –er)
karar–, ağar– (ak–ar–), öner–, sarar– (sarı–ar–), yeşer– (yeşil–er–), morar

–ik   (–ık, –ik, –uk, –ük)
birik–, acık– (aç–ık–), gecik– (geç–ik–), gözük

–imse   (–ımsa, –imse, –umsa, –ümse)
benimse–, özümse–, azımsa

–kir   (–kır, –kir, –kur, –kür)
haykır–, fışkır–, püskür–, tükür–, hıçkır

–le   (–la, –le)
sula–, yükle–, dişle–, hatırla–, ekle–, yolla–, başla–, özetle–, ciltle–, avla–, ucuzla–, şişmanla–, yumurtla– (yumurta–la–), temizle–, gizle–, konakla–, zıpla–, ofla–, pufla–, patla–, gürle–, çınla–, mele–, havla

–len   (–lan, –len)
hastalan–, yaşlan–, güneşlen–, evlen–, sinirlen–, öfkelen–, kuşkulan

–leş   (–laş, –leş)
şakalaş–, dertleş–, haberleş–, sözleş–, katılaş–, uzaklaş–, buharlaş–, güzelleş

–se   (–sa, –se)
susa–, duraksa–, garipse–, önemse


3. Fiilden Fiil Yapan Ekler
Kök ya da gövde durumundaki fiillere gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir.

–dir   (–dır, –dir,–dur, –dür, –tır, –tir, –tur, –tür)
güldür–, öldür–, sustur–, kandır–, yıktır–, kırdır–, söndür–, küstür–, bozdur–, çaldır–, uyandır–, bölüştür–, kaptır

–il   (–ıl, –il, –ul, –ül)
yırtıl–, kesil–, satıl–, açıl–, kırıl–, üzül–, bozul–, dökül–, sıkıl

–in   (–n, –ın, –in, –un, –ün)
giyin–, süslen–, korun–, taran–, kaşın–, yıkan–, övün

–ir   (–ır, –ir, –ur, –ür)
pişir–, doyur–, şişir–, düşür–, batır

–iş   (–ş, –ış, –iş, –uş, –üş)
dövüş–, bul–, kaçış–, ağlaş–, anlaş–, dönüş–, boğ–, çarpış

–t
kurut–, boyat–, sıvat–, şaşırt–, başlat–, ödet–, kısalt–, dirilt


4. Fiilden Ad Yapan Ekler
Kök ya da gövde durumundaki fiillere gelerek onlardan adlar türeten eklerdir.

–ce   (–ca, –ce)
düşünce, eğlence, söylence, sakınca

–gen   (–gan, –gen, –kan, –ken)
kaygan, üretken, girişken, alıngan, kırılgan, sıkılgan, çalışkan, saldırgan, atılgan, konuşkan, unutkan, iletken, değişken, çekingen, girişken

–ge   (–ga, –ge, –ka, –ke)
bilge, süpürge, kavurga, bölge, bileşke, gösterge

–gi   (–gı, –gi, –gu, –gü, –kı, –ki, –ku, –kü)
at, as, sür, çizgi, keski, çal, duygu, gör, say, bilgi, sevgi, dergi, ör, vurgu, sal, vergi, bitki, yetki, bulgu, bas

–gin   (–gın, –gin, –gun, –gün, –kın, –kin, –kun, –kün)
üzgün, yorgun, bezgin, bitkin, seçkin, dalgın, şaşkın, olgun, küskün, durgun, pişkin, yangın, soygun, bozgun, bilgin

–i   (–ı, –i, –u, –ü)
gezi, kazı, gömü, koşu, soru, korku, koku, örtü, yazı, doğu, batı, sayı, takı, artı, açı, ölü, sıkı, dolu

–ici   (–ıcı, –ici, –ucu, –ücü)
yanıcı, dondurucu, patlayıcı, kalıcı, kesici, yazıcı, yıkıcı, kavurucu, satıcı, alıcı, verici, üzücü, sıkıcı, ısıtıcı, soğutucu, kırıcı, sürükleyici, besleyici, izleyici

–ik   (–k, –ak, –ek, –ık, –ik, –uk, –ük)
durak, konak, tapınak, ölçek, uçak, batak, tarak, bıçak, kaçak, dilek, istek, yatak, adak, parlak, titrek, yıkık, düşük, sökük, yanık, yenik, uyuşuk, kırık, soğuk, dişlek, konuk, şımarık, ılık, öksürük, çürük

–m   (–m, –ım, –im, –um, –üm)
yaşam, doğum, ölüm, üretim, tüketim, seçim, durum, gelişim, uçurum, bakım, onarım, biçim, kesim, alım, satım, dilim, içim, pişirim

–n    (–n, –ın, –in, –un, –ün)
tütün, esin, basın, yayın, yığın, ekin, sorun, yazın, dizin, sayın

–nç   (–(ı)nç, –(i)nç, –(u)nç, –(ü)nç, –ç)
bilinç, övünç, sevinç, basınç, inanç, korkunç, gülünç, iğrenç, utanç, kazanç

–nti   (–(ı)ntı, –(i)nti, –(u)ntu, –(ü)ntü; –tı, –ti, –tu, –tü)
gezinti, sarsıntı, silinti, kazın, süprüntü (süpür–üntü), kırıntı, döküntü, çalın, ayrıntı (ayır–ıntı), saplan, bağlan, yaşan, kalın, görün, sıkıntı, özenti

–iş   (–ış, –iş, –uş, –üş)
bul, açılış, kapanış, kurtul, yağış, dönüş, uç, göster, yanlış (yanıl–ış), dik, kaçış

–t   (–t, –ıt, –it, –ut, –üt)
taşıt, geçit, umut, yapıt, yazıt, kesit, anıt, sarkıt, dikit, konut, yakıt, yapıt

–me   (–ma, –me)
okuma, yazma, uçurtma, dondurma, kavurma, dinlenme, kazma

–mek   (–mak, –mek)
yemek, içmek, gülmek, uyumak, çakmak

–ti   (–tı, –ti, –tu, –tü)
karar, ürperti, belirti, bağır, sarar (sarı–ar–tı), doğrultu

–e   (–a, –e)
süre, sapa, yara, doğa, kısa, çevre (çevir–e)

–men   (–man, –men)
yönetmen, okutman, belletmen, öğretmen, eğitmen, sayman, seçmen, göçmen, şişman

Eklendiği sözcüğün var olan anlamına “durum, aitlik, zaman, dilek, kişi” gibi yeni anlam ilgileri yükleyen eklerdir.
Yapım ekleri sözcük türetmeye yarar, çekim ekleri sözcük türetmez.

a) Ad Çekim Ekleri

1. İyelik Ekleri

Ad soylu sözcüklere gelerek varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirten eklerdir.
iye” sözcüğünün anlamı “aitlik, sahiplik”tir. “iye”, “ait” ve “sahip” sözcükleri eş anlamlıdır.

Şu üç cümle aynı anlamı ifade eder:

Bu çantanın iyesi kim?
Bu çantanın sahibi kim?
Bu çanta kime ait?

NOT: “iyelik” sözcüğünün anlamı, günlük yaşamda kullanmadığımız için çabuk unutulur. İyelik eklerini öğrenmek için ya da akılda tutabilmek için öncelikle bu sözcüğün anlamını iyice öğrenmeliyiz. Şunu anlatmaya çalışıyorum: “iyelik” sözcüğünü gördüğümüzde, zihnimizde hemen “aitlik” ve “sahiplik” sözcükleri canlanmalıdır.

İyelik   =   aitlik   =   sahiplik

Türkçede üçü tekil ve üçü çoğul olmak üzere toplam altı tane kişi zamiri vardır: ben, sen, o (tekil); biz, siz, onlar (çoğul). Adlara getirilen iyelik ekleri, bu altı kişi zamirinden herhangi birine ait olma anlamı kazandırır.

kolye

kolye – m   (benim kolyem, kolye bana ait)
          1. tekil iyelik eki

kolye – n   (senin kolyen, kolye sana ait)
          2. tekil iyelik eki

kolye – s – i   (onun kolyesi, kolye ona ait)
               3. tekil iyelik eki

kolye – miz   (bizim kolyemiz, kolye bize ait)
          1. çoğul iyelik eki

kolye – niz   (sizin kolyeniz, kolye size ait)
          2. çoğul iyelik eki

kolye – leri   (onların kolyeleri, kolye onlara ait)
          3. çoğul iyelik eki


NOT: İyelik eki varlığın neye ait olduğu anlamını da verir. Varlığın sahibi, insan dışında başka bir varlık da olabilir.

saat–in    kordon–u    
                          3. tekil kişi iyelik eki
(kordon, saate ait)

kuş–un    gaga–s–ı         
                          3. tekil kişi iyelik eki
(gaga, kuşa ait)

NOT: İyelik ekleri ile kişi ekleri birbirine karıştırılmamalıdır. İyelik ekleri adlara gelir, kişi ekleri fiillere gelir. İyelik ekleri varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirtir. Kişi ekleri hareketin kim tarafından yapıldığını belirtir. Hareketlerin bir sahibi olamaz, hareketler birilerine ait olamaz, ancak varlıkların bir sahibi olur, varlıklar birilerine ait olabilir.

kolyem   (kolye – m )
                ad       1. tekil kişi iyelik eki

Kolyenin sahibi kim? − Kolyenin sahibi benim.
Kolye kime ait? − Kolye bana ait.

ütüledim  (ütüle – di – m )
                  fiil           1. tekil kişi eki

Ütüleme hareketini yapan kim? − Ütüleme işini yapan benim.

NOT: 2. tekil ve çoğul kişi iyelik eklerinden sonra durum ekleri geldiğinde, varlık hem 2. hem de 3. kişiye aitmiş gibi bir anlam ortaya çıkar.

Şiirini çok beğendim.
(Senin şiirini …)
(Onun şiirini …)

Evine hırsız girmiş.
(Senin evine …)
(Onun evine …)

Kardeşini işten çıkardılar.
(Senin kardeşini …)
(Onun kardeşini …)

Oyuncaklarını dolabın üst gözüne sakladım.
(Senin oyuncaklarını …)
(Onun oyuncaklarını …)


NOT: Belirtme durum eki “–i” (–ı, –i, –u, –ü) ile üçüncü tekil kişi iyelik eki “–i” (–ı, –i, –u, –ü) birbirine karıştırılmamalıdır.
3. tekil iyelik eki alan sözcüğün önüne “onun” sözcüğünü getirebiliriz, fakat belirtme durum ekini alan sözcüğün önüne “onun” sözcüğünü getiremeyiz.

Sobayı erkenden yaktım.
(Onun sobayı, olmuyor. Öyleyse belirtme durum eki.)

Kıyafeti çok güzeldi.
(Onun kıyafeti, oluyor. Öyleyse 3. tekil kişi iyelik eki.)

NOT: 3. tekil kişi iyelik eki ünlüyle biten sözcüklere geldiğinde kaynaştırma ünsüzü olarak “s” kullanılır.

oda – s – ı           karne – – i

su” ve “ne” sözcükleri istisnadır.

çeşme   su – – u
arabanın  ne – – i

NOT: Kimi zaman ad soylu sözcüklerde hem iyelik eki hem de durum eki bulunabilir. Böylesi durumda iyelik eki önce, durum eki sonra gelir.

bahçe – miz – de    (-miz: 1.çoğul iyelik eki, -de: bulunma durumu eki)


2. Durum Ekleri
1. Belirtme (Yükleme) Durumu Eki  (-ı, i, -u ,-ü)
Pencereyi biraz açabilir misin?
Ağaçtaki elmaları birer birer topladık.
Ömer’i en son üç sene önce görmüştüm.

NOT: Belirtme durumu eki “-i” ile 3. tekil iyelik eki “-i” birbirine karıştırılmamalıdır. “-i” ekini almış sözcüğün başına “onun” sözcüğünü getirdiğimizde anlamlı bir tamlama ortaya çıkıyorsa, bu ek 3. tekil iyelik ekidir; anlamlı bir tamlama yapılamıyorsa, bu ek belirtme durumu ekidir.

Telefonu nerede bıraktığımı hatırlamıyorum.
belirtme durumu eki
onun telefonu (olmuyor)

Telefonu dün okulda çalınmış.
3. tekil iyelik eki
onun telefonu (oluyor)

NOT: Belirtme durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “belirtili nesne” olur.
Çamaşırları ne zaman yıkayacaksın?
B.li Nesne

2. Yönelme (Yaklaşma) Durumu Eki  (-a, -e)
Yeni aldığımız koltuğa çocuklar çay dökmüşler.
Otobüs otogara beş dakika önce girmiş.
Bu sene yılın ilk karı Erzurum’a yağdı.

NOT: Yönelme durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “dolaylı tümleç” veya “zarf tümleci” olur.

Bir anda sahneye üç kişi fırladı.
        Dolaylı Tümleç
Bu ödev akşama biter.
         Zarf Tümleci


3. Bulunma (Kalma) Durumu Eki  (-da, de; -ta, te)
Yaklaşık otuz yıldır Adana’da yaşıyoruz.
Yıllarca bu koca evde yapayalnız yaşadı.
Yarın sabah çarşıda buluşalım, olur mu?

NOT: Bulunma durumu ekini almış sözcükler, cümlenin ögeleri konusunda “dolaylı tümleç” veya “zarf tümleci” olur.

Plajda irili ufaklı taşlar vardı.
Dolaylı Tümleç

Arkadaşlarım bu acı günümde beni yalnız bırakmadılar.
                       Zarf Tümleci

NOT: “-de” eki bazen yapım eki olarak da kullanılır.

Geçen sene sınıfın en gözde öğrencisi bendim.
                                yapım eki

Defter yok, kitap yok; sizinki sözde öğrencilik.
                                         yapım eki

Cerenler sözde bugün bize geleceklerdi.
            yapım eki


4. Ayrılma (Çıkma, Uzaklaşma) Durumu Eki  (-dan, -den; -tan, -ten)
Mavi çizgili kazağını hangi mağazadan aldın?
Az önce sokaktan acı bir fren sesi geldi.
Bir aydır sızlayan dişimden dün kurtuldum.

NOT: “-den” eki bazen yapım eki olarak da kullanılır.

Böylesi sıradan insanlara hiç tahammül edemiyorum.
             yapım eki
Bize karşı ne kadar içten davrandınız.
                           yapım eki
Senin gibi candan arkadaş zor bulunur.
                yapım eki


5. İlgi Durumu Eki  (-ın, -in, -un, -ün)
Ad tamlamalarında tamlayan durumundaki sözcüğe geldiği için belirtme durumu ekine “tamlayan eki” de denir.
İlgi durumu eki, ünlüyle biten adlara getirildiğinde araya “n” kaynaştırma ünsüzü girer.

Şurdaki perdenin  deseni çok hoşuma gitti.

Perde – n – in   desen – i
Tamlayan          tamlanan
    Belirtili Ad Tamlaması

Çağla’nın pırlanta yüzüğü gözlerimizi kamaştırdı.

Sanatın önemini gençlere kavratmalıyız.


3. Çokluk Eki (-lar, -ler)
Adlara, “-lar, -ler” eki getirilerek çokluk anlamı verilir.

öğrenciler, yıllar, sınavlar, kitaplar, çocuklar

NOT: Çokluk eki, eklendiği sözcüklere çokluk anlamının dışında farklı anlamlar da katabilir:

Hafta sonu Ayçalar şehir dışına taşınacaklar. (aile)

Beş yaşlarında bir çocuk kaybolmuş. (yaklaşık)

Sabahları birer saat yürümelisin. (her)

Seni dünyalar kadar seviyorum. (abartma)

Ruslar, edebiyat sahasında oldukça başarılı. (millet)

Bu diyar, Yunus’ların, Karacaoğlan’ların diyarıdır. (ve benzerleri)



b) Fiil Çekim Ekleri
1. Kip Ekleri

Türkçede kip ekleri iki grupta incelenir: haber kipidilek kipi.

Haber kiplerinde zaman anlamı vardır, dilek kiplerinde zaman anlamı yoktur.

Zaman anlamı taşıyan kiplere “haber” kipi denmesini şöyle açıklayabiliriz. Televizyonda haberleri izlerken spikerin ağzından “Tren kazasında üç kişi öl.” (görülen geçmiş zaman), “Başbakan yarın yurda dönecek.” (gelecek zaman) gibilerinden cümleler duyarız. Bu cümlelerde seyirciye haber verme amacı vardır. Herhangi bir dilek, istek, rica anlamı yoktur. Seyirci, haberleri dinler, birtakım olaylardan haberdar olur. Haber spikeri seyirciden herhangi bir şey yapmasını istemez. İşte bu yüzden, zaman anlamı taşıyan kiplere “haber kipi” denmektedir.

Haber kipi sözünü duyduğumuzda aklımıza “zaman” gelmelidir. Türkçede beş temel zaman vardır: geniş zaman, şimdiki zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve gelecek zaman. Haber kipi dendiğinde, aklımıza bu beş temel zaman ve bu zamanları karşılayan ekler gelmelidir.

Dilek kiplerinde zaman anlamı yoktur, gelecekle ilgili birtakım “tasarılar” vardır. Dilek kipinde emir, istek, gereklilik ve şart anlamları söz konusudur. Dilek kipinin kullanılış amacı, karşı tarafı haberdar etmek değildir. Cümleyi söyleyen kişi karşı taraftan bir şeyler ister, diler. Dilek kipiyle çekimlenmiş bir cümleyi duyan kişi hemen harekete geçer, bir şeyler yapar. Haber kipinde, dinleyen kişiler pasiftir, fakat dilek kipinde dinleyen kişiler aktiftir. “Hadi kahve içelim.” (istek kipi), “Bu kitabı okumalısın.” (gereklilik kipi) gibi dilek kipleriyle çekimlenmiş cümlelerde, söyleyen kişi karşısındakinden birtakım isteklerde bulunur. Karşı taraf bu cümleleri duyunca harekete geçer.


A)  HABER KİPİ EKLERİ
1.  Geniş Zaman Kipi   (–r, –ar, –er, –ır, –ir, –ur, –ür)

Sürekli tekrarlanan, alışkanlık haline gelen fiiller bu kiple karşılanır.

Sabahları erken kalkarım.
Konu bitimlerinde mutlaka test çözeriz.

Geniş zaman kipinin olumsuz çekiminde kip eki “–r” düşer.

“izlerim”   iz–le–r–im   →    “izlemem”    iz–le–me–m

Normal şartlarda “izlerim” fiilinin olumsuzunun “izlemerim” biçiminde olması düşünülür. Fakat böyle olmaz. Geniş zaman eki “–r” düşer. Ek düşmesine rağmen, fiildeki geniş zaman anlamı yok olmaz.

Geniş zaman kipinin 2. ve 3. kişi olumsuz çekimlerinde, kip eki “–r”nin “–z”ye dönüştüğü görülür.

“üşürsünüz”   üşü–r–sünüz   →    “üşümezsiniz”    üşü–me–z–siniz

Normal şartlarda “üşürsünüz” fiilinin olumsuzunun “üşümersiniz” biçiminde olması düşünülür. Fakat böyle olmaz. Geniş zaman eki “–r”, fiilin olumsuz çekiminde “–z”ye dönüşür.


2.  Şimdiki Zaman Kipi   (–yor)

Başlamış ve sürmekte olan fiilleri anlatmak için bu kip kullanılır.

Babam bahçedeki ağaçları buduyor.
(“buda–” fiili başlamış ve halen sürüyor.)

Şimdiki zaman eki “–yor”, düz–geniş “a,e” ünlüleriyle biten fiillere geldiğinde, bu ünlüleri daraltarak “ı,i,u,ü” biçimlerine dönüştürür. Bu olaya “ünlü daralması” denir.

çınla-yor  →  “çınlıyor”  (ünlü daralması)
gizle–yor  →  “gizliyor”  (ünlü daralması)

Şimdiki zaman eki “–yor”, ünsüzle biten fiillere geldiğinde araya “yardımcı ünlü” (ı,i,u,ü) girer. Bu olaya “ünlü türemesi” denir.

kaç–yor  →  “kaç–ı–yor”  (ünlü türemesi)
kes–yor  →  “kes–i–yor”  (ünlü türemesi)


3.  Görülen Geçmiş Zaman Kipi   (–dı, –di, –du, –dü, –tı, –ti, –tu, –tü)

Geçmişte yapılan, kişinin tanık olduğu, gördüğü fiiller bu kiple karşılanır.
Kişi tarafından görülmese bile, gerçekleştiği kesin olarak bilinen fiiller yine bu kiple karşılanır.

Hakan Şükür, dünkü maçta iki gol at.
(Kişi, maçı stadyumda veya evinde izlemiş, gollerin atılışını görmüştür.)


4.  Duyulan Geçmiş Zaman Kipi   (–mış, –miş, –muş, –müş)

Geçmişte yapılan, kişinin tanık olmadığı, görmediği, başkasından duyup öğrendiği fiiller bu kiple karşılanır.

Hakan Şükür dünkü maçta iki gol atmış.
(Kişi, maçı stadyumda veya evinde izlememiş, Hakan Şükür’ün iki gol attığını kendisi görmemiş, başkasından duyup öğrenmiştir.)


5.  Gelecek Zaman Kipi   (–acak, –ecek)
Henüz gerçekleşmemiş, gelecekte yapılacak fiiller bu kiple karşılanır.

Maaşımı çekince odun kömür alacağım.
Eve ne zaman döneceksin?

Gelecek zaman eki “–acak, –ecek”, ünlüyle biten fiillere geldiğinde araya “y” kaynaştırma ünsüzü girer. Bu olaya “ünsüz türemesi” denir.

anla–acak  →  “anla–y–acak”  (ünsüz türemesi)
süsle–ecek  →  “süsle–y–ecek”  (ünsüz türemesi)


B)  DİLEK KİPİ EKLERİ

1.  Emir Kipi

Fiilin yapılmasını emretmek amacıyla bu kip kullanılır.
Emir kipinin özel bir eki yoktur. Emir kipi kişi ekleriyle yapılır.
Emir kipinin 1. tekil kişi ve 1. çoğul kişi çekimleri yoktur.
Emir kipinin 2. tekil kişi çekimi eksiz yapılır.

Söylediklerimi defterinize yazın.
Çabuk dışarı çık!
Eşyaların hepsini yukarı taşısınlar.

“sus-“ fiilini emir kipiyle çekimleyelim:
─                   ─        
sus                susun / susunuz
sussun          sussunlar

Kök ve gövde durumundaki fiilleri yalın biçimde kullanmak, emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlemek anlamına gelir. Bu sebeple mastar durumundaki fiilleri yazarken, fiillerin sonuna mutlaka ya kısa çizgi (–) ya da “–mak, –mek” mastar eki getirilir.

Mastar durumundaki fiillerin sonuna konulan kısa çizgi (–), fiildeki ünlünün kalın ya da ince olmasına göre “mak, mek” diye okunur. “git–” biçiminde yazılan bir fiili “gitmek” diye okuruz. Bu fiili “git” diye okumak yanlıştır. Çünkü “git” dediğimizde, fiili emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlemiş oluruz. Mastar durumundaki “git–” fiilini, “git” diye okursak, “Sen git.” Anlamı ortaya çıkar ki, kastedilen bu değildir.

Git  : mastar durumunda
gitmek: mastar durumunda
git  : emir kipinin 2. tekil kişisiyle çekimlenmiş  (“Sen git.” Anlamında)


2.  İstek Kipi   (–a, –e)

Yapılmasını istediğimiz fiilleri bu kiple karşılarız.
Fiillere “-a-e” eki getirilerek yapılır.
Okul çıkışında Teknosa’ya gidelim.
Şoför Bey, müsait yerde ineyim.

“gül-“ fiilini istek kipiyle çekimleyelim:
güleyim        gülelim
gülesin         gülesiniz
güle              güleler

İstek kipi eki “–a, -e”, ünlüyle biten fiillere geldiğinde araya “y” kaynaştırma ünsüzü girer.
Taşı–a–lım  →   taşı–y–a–lım


3. Gereklilik Kipi   (–malı, –meli)

Fiilin yapılması gerektiğini belirtmek için bu kip kullanılır.
Fiillere “-malı, -meli” eki getirilerek yapılır.

Taksitleri zamanında yatırmalısın.
Gençlere daha hoşgörülü davranmalıyız.

“çalış-“ fiilini gereklilik kipiyle çekimleyelim:
çalışmalıyım       çalışmalıyız
çalışmalısın        çalışmalısınız
çalışmalı            çalışmalılar


4. Şart Kipi   (–sa, –se)

Fiilin gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğunu belirtmek için bu kip kullanılır.
Fiillere “-sa, -se” eki getirilerek yapılır.

“düşün-“ fiilini şart kipiyle çekimleyelim:
düşünsem           düşünsek
düşünsen            düşünseniz
düşünse              düşünseler

Şart kipi eki “–sa, –se”, birleşik cümlelerde ikinci yargının gerçekleşmesini bir koşula bağlar.
Azıcık uyusam başımın ağrısı geçer.

Şart kipi eki “–sa, –se”, kimi zaman istek, dilek, rica anlamlarında da kullanılabilir.

Televizyonun sesini azıcık kıssan.
Yarınki geziye siz de gelseniz.
Bu akşam biraz erken uyusak.


FİİLLERİN BİRLEŞİK ZAMANLI (KİPLİ) ÇEKİMİ 
Fiillerin basit zamanlı çekimlerine “idiimişise” getirilerek yapılır.
Basit zamanlı fiil: İçinde bir tane kip eki bulunan fiillere denir.
Birleşik zamanlı fiil: İçinde iki tane kip eki bulunan fiillere denir.

1. Hikâye Birleşik Zaman  (idi)
Basit zamanlı fiillere “idi” getirilerek yapılır.
Yürüyorum : şimdiki zaman
yürüyordum  (yürüyor idim) : şimdiki zamanın hikâyesi

Az kalsın önümüzdeki kamyona çarpacaktık.
Çocukken denizden korkardım.

2. Rivayet Birleşik Zaman  (imiş)
Basit zamanlı fiillere “imiş” getirilerek yapılır.
Satacak : gelecek zaman
satacakmış (satacak imiş) : gelecek zamanın rivayeti

Niçin gelmediğini söyleyecekmiş.
Dün bu saatlerde maç izliyormuş.

3. Şart Birleşik Zaman  (ise)
Basit zamanlı fiillere “ise” getirilerek yapılır.
Gelirim : geniş zaman
gelirsem (gelir isem) : geniş zamanın şartı

Burada sıkılysan, başka bir yere gidebiliriz.
Kemal’i görürsen, selamımı söyle.


2. Kişi Ekleri
Fiillere gelerek hareketin hangi kişi tarafından yapıldığını belirten eklerdir.
Kişi eki, kip ekinden sonra gelir.

“yıkadım”   →     yıka   –   dı   –   m
                                                1. tekil kişi eki

Bu örnekte kişi eki “–m”, “yıka–” hareketinin kim tarafından yapıldığını belirtmiştir. Fiile kişi anlamı kazandırmıştır. “yıka–” fiili geçmişte 1. tekil kişi (ben) tarafından yapılmıştır. Kişi eki, kip ekinden sonra gelmiştir.

“dökeceksin”   →     dök  –  ecek  –  sin
                                                     2. tekil kişi eki

Bu örnekte kişi eki “–sin”, “dök–” hareketinin kim tarafından yapıldığını belirtmiştir. Fiile kişi anlamı kazandırmıştır. “dök–” fiili gelecek zamanda 2. tekil kişi (ben) tarafından yapılacaktır. Kişi eki, kip ekinden sonra gelmiştir.

Kişi ekleri kiplere göre değişir. Türkçede dört çeşit kişi eki vardır.

Birinci tip kişi ekleri; geniş zaman, şimdiki zaman, duyulan geçmiş zaman, gelecek zaman ve gereklilik kipleriyle kullanılır.

1. tekil kişi eki       –im         1. çoğul kişi eki       –iz
2. tekil kişi eki       –sin         2. çoğul kişi eki       –siniz
3. tekil kişi eki       ―            3. çoğul kişi eki       –ler

İkinci tip kişi ekleri; görülen geçmiş zaman, ve şart kipleriyle kullanılır.
1. tekil kişi eki       –m         1. çoğul kişi eki       –k
2. tekil kişi eki       –n          2. çoğul kişi eki       –niz
3. tekil kişi eki       ―           3. çoğul kişi eki       –ler

Üçüncü tip kişi ekleri; sadece istek kipiyle kullanılır.
1. tekil kişi eki       –yim        1. çoğul kişi eki       –lim
2. tekil kişi eki       –sin         2. çoğul kişi eki       –siniz
3. tekil kişi eki       ―            3. çoğul kişi eki       –ler

Dördüncü tip kişi ekleri; sadece emir kipiyle kullanılır.
1. tekil kişi eki       ―          1. çoğul kişi eki       ―
2. tekil kişi eki       ―          2. çoğul kişi eki       –in, –iniz
3. tekil kişi eki       –sin       3. çoğul kişi eki       –ler

NOT: Kişi ekleri kiplere göre değişiklik gösterebilir. Aynı kişi anlamı, farklı kiplerde farklı kişi ekleriyle sağlanabilir.

yürü – yor – uz                    yürü – dü – k                   yürü – y – e – lim
                1. ç.k.e.                              1. ç.k.e.                              1. ç.k.e.
        (şimdiki zaman kipi)       (görülen geçmiş zaman kipi)              (istek kipi)

NOT: Emir kipi dışında tüm kiplerde fiillerin 3. tekil kişi çekimleri eksiz yapılır. Ek olmamasına rağmen fiilde 3. tekil kişi anlamı vardır.

3. tekil kişi  →   koşar         ( O koşar.)         geniş zaman
3. tekil kişi  →   koşuyor     ( O koşuyor.)      şimdiki zaman
3. tekil kişi  →   koştu         ( O koştu.)         görülen geçmiş zaman
3. tekil kişi  →   koşmuş     ( O koşmuş.)      duyulan geçmiş zaman
3. tekil kişi  →   koşacak    ( O koşacak.)     gelecek zaman
3. tekil kişi  →   koşa         ( O koşa.)           istek
3. tekil kişi  →   koşmalı     ( O koşmalı.)      gereklilik
3. tekil kişi  →   koşsa        ( O koşsa.)        şart
3. tekil kişi  →   koşsun      ( O koşsun.)      emir

Kişi ekleri, ekfiil (i–) almış ad soylu sözcüklere de gelir.

Ekfiilin iki görevi vardır: Birinci görevi, ad soylu sözcüklere gelerek onların tıpkı bir fiil gibi işlev görmesini sağlar. Ekfiil almış bir ad, tıpkı bir fiil gibi kip ve kişi ekleriyle çekimlenebilir. İkinci görevi ise, fiillerin basit zamanlı çekimleri üzerine gelerek onları birleşik zamanlı fiillere dönüştürmektir.

Ad soylu sözcüklere gelen ekfiil dört kiple çekimlenir: geniş zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve şart.

Ekfiilin geniş zaman ve duyulan geçmiş zaman kipleriyle çekimlerinde kişi ekleri şunlardır:

1. tekil kişi eki       –im        1. çoğul kişi eki       –iz
2. tekil kişi eki       –sin        2. çoğul kişi eki       –siniz
3. tekil kişi eki       ―           3. çoğul kişi eki       –ler

“tembel” sözcüğünü ekfiilin geniş zaman kipiyle çekimleyelim.

tembel – im             tembel – iz
tembel – sin            tembel – siniz
tembel                    tembel – ler

Ekfiilin geniş zaman kipiyle çekimi, diğer kiplerle çekiminden farklıdır. Ekfiilin geniş zaman kipiyle çekiminde ekfiil (i–) ve geniş zaman eki (–r) kullanılmaz. Bu ekler Eski Türkçe döneminde kullanılırken günümüzde kullanımdan düşmüştür. Günümüzde, ekfiilin geniş zaman çekimi sadece kişi ekleri kullanılarak yapılır.

“i–” ekfiilinin Eski Türkçedeki biçimi “er–”dir. Ekfiilin geniş zaman çekimi ise “erür” (er–ür) biçimindedir. Konuyu daha iyi kavrayabilmek için “tembel” sözcüğünü hem Eski Türkçedeki hem de günümüzdeki şekliyle geniş zaman kipiyle çekimleyelim.

Eski Türkçe                             Günümüz Türkçesi
Ad + ekfiil + kip eki + kişi         Ad   +  kişi eki

tembel  er – ür  men                tembel – im
tembel  er – ür  sen                 tembel – sin
tembel  er – ür                         tembel
tembel  er – ür  biz                  tembel – iz
tembel  er – ür  siz                  tembel – siniz
tembel  er – ür – ler                tembel – ler

“korkak” sözcüğünü ekfiilin duyulan geçmiş zaman kipiyle çekimleyelim.

korkak  i–  miş – im     →      korkak – mış – ım
korkak  i–  miş – sin     →      korkak – mış – sın
korkak  i–  miş             →      korkak – mış
korkak  i– miş – iz        →      korkak – mış – ız
korkak  i– miş – siniz   →      korkak – mış – sınız
korkak  i– miş – ler      →      korkak – mış – lar

Ekfiilin görülen geçmiş ve şart kipleriyle çekimlerinde kişi ekleri şunlardır:

1. tekil kişi eki       –m        1. çoğul kişi eki       –k
2. tekil kişi eki       –n         2. çoğul kişi eki       –niz
3. tekil kişi eki       ―          3. çoğul kişi eki       –ler

“şişman” sözcüğünü ekfiilin görülen geçmiş zaman kipiyle çekimleyelim.

şişman  i– di – m     →      şişman – dı – m
şişman  i– di – n      →      şişman – dı – n
şişman  i– di            →      şişman – dı
şişman  i– di – k       →      şişman – dı – k
şişman  i– di – niz    →      şişman – dı – nız
şişman  i– di – k       →      şişman – dı – lar

“çirkin” sözcüğünü ekfiilin şart kipiyle çekimleyelim.

çirkin  i–  se – m    →      çirkin – se – m
çirkin  i–  se – n     →      çirkin – se – n
çirkin  i–  se           →      çirkin – se
çirkin  i– se – k       →      çirkin – se – k
çirkin  i– se – niz    →      çirkin – se – niz
çirkin  i– se – k       →      çirkin – se – ler

NOT: İyelik ekleri ile kişi ekleri birbirine karıştırılmamalıdır.
İyelik ekleri adlara gelir, kişi ekleri fiillere gelir. İyelik ekleri varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirtir, kişi ekleri ise hareketin kim tarafından yapıldığını belirtir.

çanta – n                                             dök – tü – n
  ad      2. tekil iyelik eki                         fiil           2. tekil kişi eki

çanta” sözcüğünün türü addır. İyelik eki ada gelerek, varlığın kime ait olduğunu belirtmiştir. Çanta, ikinci tekil kişiye aittir. “dök–” sözcüğünün türü fiildir. Kişi eki fiile gelerek, hareketin kim tarafından yapıldığını belirtmiştir.