20 Eylül 2011 Salı

FİİLİMSİLER


FİİLİMSİLER            
Fiilden türeyen, fiil anlamını yitirmeyen, ancak cümlede isim, sıfat, zarf vb. gibi kullanılan kelimelere fiilimsi denir.  
Fiilimsiler;
Ø  Fiil anlamını tamamıyla yitirmezler.
Ø  Fiile gelen zaman ve şahıs eklerini almazlar, yani fiil çekimine girmezler.
Ø  Cümlede doğrudan yüklem olamazlar. Ancak ek-fiik alarak yüklem olabilirler.
Ø  Fiilimsi olan kelimeler veya fiilimsi ile oluşan kelime grupları cümlede yan cümlecik olarak adlandırılır.
Ø  Fiilimsiler bulundukları cümleyi birleşik yapılı hâle getirirler.
Ø  Fiilimsi ekleri yapım eki olarak da tanımlanabilir.
Ø  Fiilimsileri niteleyen kelimeler zarf görevinde olurlar.            
Fiilimsiler 3. gruba ayrılır:
1.      İsim Fiiller:Fiil kök veya gövdelerine  ( -ma ,-me; -mak, -mek; -ış, -iş ) eklerinden biri getirilerek yapılır. Bu kelimeler fiil mastarlarıdır. Cümlede isim gibi kullanılabilirler.
Ø  İsim-fiiller isimlerin tüm özelliklerini gösterebilirler. Hâl eklerini, çoğul eklerini alırlar, tamlamalarda görev alabilirler.                        
Kitap okumayı  seviyorum, çocuğun konuşmasını beğendim, çalışmamın karşılığını aldım,
Ø  İsim fiil ekleri aynı zamanda kalıcı isimler de türetebilir bunları karıştırmamak gereklidir. Bunu ayırmak için ism fiil eklerinin sonuna olumsuzluk eki getirilebilir. İsim fiillerin olumsuzu yapılabilir ama kalıcı isimlerin yapılamaz.                        
Bu dondurma çilekli olsun. Sebzeleri dondurmamak gereklidir.                        Sütün kaymağı kahvaltıda yenir. Karlı havada kaymamak için dikkat etmeli.
Ø  Olumsuzluk eki almış filleri isim fiille karıştırmamalıdır.                         Bu kitabı okuma –fiil-; kitap okuma yararlıdır –isim-fiil-                        
Yazma eserler çok değerlidir –isim-fiil-; bu deftere sakın yazma. –fiil- 
2.      Sıfat Fiiller:Fiil kök veya gövdelerine (-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş ) eklerinden biri getirilerek yapılır. Bu kelimeler cümlede genellikle sıfat gibi kullanılırlar.
Ø  Sıfat fiiller sıfat gibi kullanılırlar. İsim çekim eki aldıklarında adlaşmış sıfat olurlar.İşleyen demir ışıldar, çalışanlar kazanır,tanıdığım kimse kalmadı, görmüş geçirmiş bir kişi,Ø  Sıfat  fiil ekleri de kalıcı isim yapabilirler: yakacak  kalmadı,çağlayandan akan su,
Ø  ( -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş ) ekleri aynı zamanda çekimli fiil ekleri olarak kullanılırlar, karıştırmamak  gerekir.                         Gelecek günler  bir gün gelecek.    Bildik, tanıdık kimseyi görmedik                        Olmuş meyveleri toplayıp satmış. Görünmez kazalara karşı tedbir almamak olmaz.                        Koşar adımlarla uzaklaşıp gider. 
3.      Zarf Fiiller:Fiil kök veya gövdelerine (-a, , -ı, -i, -ıp,, -arak,, -madan,, -ınca, -dıkça, -maksızın, -ken ) eklerinden biri getirilerek yapılır. Bu kelimeler cümlede tek başına veya kelime grubu olarak zarf tümleci görevinde kullanılırlar.            Koşa koşa  eve geldiler.  Akşama kadar gezip durdular.            Kar yağdıkça manzara güzelleşir.  Akşama kadar durmaksızınçalıştım.            Annem eve gülerek geldi.
Ø  Zarf-fiillerden sonra isim çekim ekleri kullanılmaz.
Ø  -ınca eki bu kurala aykırı olarak ismin-e hali ile kulanılır:       
Onu görünceye kadar bekledim.
Ø  -madan  eki aynı zamanda isim fiil eki ile –den eki alarak kullanılabilir:       
Bu çalışmadan sıkıldım (örneğinde olduğu gibi). Bu durumda olumsuzluk anlamı taşımaz.        Birbiri ile karıştırılmamalıdır.
Ø  -ken  eki kural dışı bir kullanımla kendinden önce zaman eki alarak ve ek fiil ile kaynaşarak kullanılır:    gelirken, çalışırken, görürken)Ø  Sıfat-fil eki olarak kullanılan  –r, -mez eki kalıplaşmış olarak birlikte zarf-fiil oluşturur:                        
Görür görmez  aldım,  duyar duymaz geldik.
FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)Fiilimsiler, fiilden türeyen isim, sıfat, zarf ve bağlaç görevleriyle kullanılan sözcüklerdir. Ancak fiilin bildirdiği iş, oluş, durum kavramını kök veya gövdelerinde taşırlar ve cümleye katarlar. Bu yönleriyle diğer fiilden türemiş sözcüklerden ayrılırlar.
Fiilimsiler kök veya gövdeleriyle, sözcüğe kılış, durum veya oluş anlamlarından birini katarken, ekleriyle de ad, sıfat, zarf veya bağlaç görevlerinden birini yüklenirler. Fiilimsiler zaman belirtir ama şahıs eklerini almazlar, isim çekim eklerini alırlar. Bu yüzden fiiller gibi çekimlenemezler, isimler gibi çekimlenirler. Olumsuzluk eki alarak -me, -ma ekini alırlar. Bu durumu aşağıdaki örnekle görelim :

örnek:Derse çalış -an çocuk odaya gir -diğimi duymadı.
kök fiilimsi eki kök fiilimsi eki

Tanı - ma- dık(ğ) - ım kimselerle görüşmem.
kök fiilimsi eki
"çalışan" sözcüğünün kökü olan "çalış", eylemdir. Bir fiilimsi eki olan -an ise sözcüğe sıfat görevi kazandırmıştır. Öyleyse çalışan sözcüğü sıfat gibi görev yapmaktadır. Eylem kavramı vererek ismi nitelemiştir.
Her fiilimsi cümlede temel cümleciğin tamamlayıcısı olan yan cümleciklerin yüklemini oluşturur. Bir cümle içinde birden fazla duyguyu, düşünceyi kolaylıkla belirtmek mümkün olur. Fiilimsiler olumsuzluk eki dışında fiil çekim eklerini almazlar. İsim niteliği gösteren fiilimsiler isim çekim eklerini alır.
Örnek:
Şu geleni tanıyor musun?
yan cümle temel cümle
Sizin şiir okuyuşunuz izleyicilerce çok beğenildi.
yan cümle temel cümle
Fiilimsiler çatı eklerini de alabilirler.
Fiilimsiler farklı eklerde oluşmaları ve cümlede değişik görevler yapmaları yönünden üç bölümde incelenir: 1- İSİM - FİİLLER (MASTARLAR)

Fiil tabanlarına "-me, -ma, -mek, -mak, -ış, -iş, -uş, -üş" ekleri getirilerek yapılır. Bunlar bir iş, oluş ya da kılışın ismidir. Hem isim hem de fiil gibi kullanılırlar. Çoğul ekini ve isim durum ekini alabilirler.

Örnek:Okumak insanın ufkunu geliştirir. Sabahleyin hafif yürümeler çok faydalıdır. Dönüşte kardeşime uğrayacağım.
İsim - fiiller, isim tamlamalarında tamlayan veya tamlanan olabilir.

Örnek:bu gidişin sonu, sabah yürüyüşü, konuşmanın faydası, çocuğun ağlaması...

Not: -ma, -me, -mak, -mek ekiyle isim-fiil olan ve kalıcı anlam veren sözcükler eylem anlamını yitirmişse isim veya sıfat olabilir.

Örnek:Annem dolma pişirmiş, kavurma yapmış...

"dolma, sarma, dinlenme, yazma, kavurma, kazma, uçurtma, yemek, ekmek" gibi sözcükler kalıcı isim gibi kullanılabilir.

Örnek:Bakkaldan iki ekmek aldım, (isim)
Babam tarlaya pancar ekmek istiyor, (fiilimsi)
Arkadaşlarla kazma ve kürek alarak bahçeyi belledik, (isim)
Kardeşim tarlayı kazmaya başladı, (fiilimsi)


İş ekiyle yapılan bazı sözcükler eylem anlamını vermezse fiilimsi olmaz.

Örnek:dikiş, çekiliş, yarış...

2- SIFAT- FİİLLER (ORTAÇLAR)
Aldıkları eklerle isimleri niteleyen fiil anlamlı sözcüklerdir. Bunlar fiil kök ya da gövdelerine;
-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş ekleri getirilerek yapılır.
örnek:
İnleyen nağmeler ruhumu sardı.
Kör olası kız bardağı kırdı.
Görür gözüm görmez oldu.
Size söyleyecek söz bulamıyorum.
O, kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor.

Sıfat-fiiller iyelik eki alarak da kullanılabilirler.

Örnek:Geldiği gün sınıfın huzurunu bozdu. Geleceği zamanı telefonla bildirmiş.

» Not: Sıfat-fiiller tek başlarına kullanılırsa zamir olurlar. Bunlara isimleşmiş sıfat da denir.

Örnek:Ağlayanın malı gülene fayda vermez. Alışmış, kudurmuştan beterdir.

Not: Sıfat-fiillerle, çekimli fiiller birbirine karıştırılmamalıdır. Sözcük, fiil, kişi ve zaman anlamı taşıyorsa çekimli fiildir. Bir ismi niteliyorsa sıfat-fiildir.

örnek:Koşar adımlarla kışlaya gitti, (fiilimsi) Asker, komutanın emrine koşar, (fiil)

Not: Sıfat-fiil eklerini alan sözcükler, kalıcı isim oluşturursa sıfat-fiil özelliği taşımazlar.

Örnek:
yazar, keser, döver - biçer, düzen, çekecek, alacak, gelir, gider...

İsim—fiil ve sıfat-fiiller, öbür çekimli fiiller gibi geçişli, geçişsiz, ettirgen olurlar, etken, edilgen, dönüşlü ve işteş çatılı olabilirler.

Sıfat-fiiller, kendi öznelerini nitelerler.

örnek:tanınmış adam (adam tanınmış)
3- BAĞ-FİİLLER (ZARF-FİİLLER, ULAÇLAR)Aldıkları eklerle fiillerin anlamını tamamlayan ya da iki cümleyi bağlayan fiil anlamlı zarflardır.
Zarf—fiiller, isim ve fiil çekim eklerini almazlar. Zarf—fiillerin bazıları devamlılık, zaman, sebep bildirme gibi görevler üstlenirler. Asıl görevleri ise hareketin şeklini ve durumunu belirlemektir.
Bağ-fiiller, bir cümleyi diğer cümleye bağlama görevi yapar.

Örnek:Selda dersi dinlemediğinden öğretmen onu uyardı.
Başlıca bağ-fiil ekleri şunlardır: Fiil kök veya gövdelerine gelen ekler cümlede sözcükler arasında da ilgi kurabilir.
-ip, -erek, -ken, -leyin, -meden, -meksizin, -eli, -ince, -e, -a, -dikçe, -diğinden, -esiye, -ken, -cesine, -eceğinden, -eceği gibi, -eceği için, -dığı gibi, -dığı kadar...

Bağ-fiiller cümlede genellikle zarf görevini üstlenir.

Örnek:
İnsanları öldür -esiye dövüyorlardı, (zarf) Bütün eşyalarını al-arak evden ayrılmış, (aldı ve ayrıldı) (zarf tümleci)
Aslında zaman kavramı taşımayan bu ulaçların bazıları fiilin durumunu zaman yönünden belirtebilir.

Örnek:İstanbul'a gelince beni ara.
İstanbul'a göç edeli on yıl oldu.
Eve geldiğimde her yer karmakarışıktı.
Fiilimsilerin bir görevi de yan cümlecik oluşturmalarıdır. Yargı bildirirler fakat fiil kipleri gibi çekim-lenemezler. Bu yüzden yan cümlecik oluştururlar. Temel cümlenin yüklemi olamazlar.
içinde fiilimsi bulunan cümleler yapı bakımından birleşik cümledir. Birleşik cümlelerle yan cümlecik temel cümleciğin herhangi bir öğesi olabilir.

Örnek:Kitap okumayı öğrenmeliyiz, (yan cümlecik, nesne)
Geç kalan otobüs bizi çok bekletti, (yan cümlecik, özne)

  1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde sıfat-fiil ötekilerden farklı bir görevde kullanılmış­tır?

  1. Erken kalkan yol alır.
  2. El için kuyu kazan önce kendi düşer.
  3. Elde bulunan beyde bulunmaz.
  4. Ekmeğini yalnız yiyen kişi, sofrasını kendi kaldırır.




  1. I. Görünen köy kılavuz istemez.
II. Bir bekleyiş içindeydi sanırım.
III. Bekleyen derviş, muradına ermiş.
IV İnsanlar dünyaya ağlayarak gelir.
V Yaz gelmeden ısınamayacağız galiba.

Yukarıdaki cümlelerde geçen eylemsiler tür yönünden eşleştirilirse hangisi dışarıda kalır?

A) II. B) III. C) IV. D) V




  1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilimsi yoktur?

  1. Düşe kalka öğreniriz hayatı, yaşamayı.
  2. Bakışların hiç hoşuma gitmedi.
  3. Kimseyi kırarak bir yere varamazsın.
  4. Kavurucu sıcaklar başlamıştı, yine.
  5. Gezmeyi ne çok seviyorsun!





  1. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil, bağ-fiil bir arada kullanılmıştır?

  1. Sevmek nasıl bir duygudur ki sevilen için ölüm bile göze alınır.
  2. Güzel kadın gözlerine en çok yakışan, aydınlık mum ışığıdır.
  3. İnsana can veren kanın akıp gittiği bir yaradır şiir yazmak.
  4. Hatayı itiraf etmek üstün insanlara mahsustur.





  1. Alıp başımı giderim buralardan
Giderim de arkamda kalanlar var
Yolumu gözleyerek
Öğretmenim, diyenler var
Umutlarını bana bağlamış
Yeni filizlenmiş Geleceğe ışık saçan
Taze canlar var

Yukarıdaki parçada kaç tane fiilimsi kulla­nılmıştır?

A)4 B) 5 C) 6 D) 7

  1. Sıfat-fiil ekiyle türetildikleri halde bazı sözcük­ler fiil anlamım yitirip bir varlığa ad olabilir.

Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir örnek vardır?

  1. Akacak kan damarda durmaz.
  2. Görünen köy kılavuz istemez.
  3. Yönetici, yakacak paralarını peşin top­ladı.
  4. Benim için gelen ağam, giden paşamdır.






  1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylemsi yoktur?

  1. Çok sevdiğim salatayı Aramaz mı olacaktım
  2. Eve ekmek ve tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum
  3. Bu gemi bir kara bulut Lumbarmdan giren ölür
  4. Seni bir görsem iki kıskanır İki görsem üçün boynu bükülür








  1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde farklı türde iki fiilimsi bir arada kullanılmıştır?

  1. Çiziyorum havaya dünyamı bir çiçekle
Ve hayran bırakıyorum bu rüya gibi şekle
  1. Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım
Rüzgarlara kayıyor göğsüm sarsıla sarsıla
  1. Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım
Ki uçurtmuştu beni çocukluğum, hülyalarıyla
  1. Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip geceleri











  1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat-fiille kurulan yan cümlecik, temel cümleciğin öz-nesidir?

  1. Sanat, insan denen varlığın düğümlen­diği ve çözüldüğü yerdir.
  2. Önceki asırlarda gökyüzünün sessiz ve sakin bir halde olduğu tasavvur edilirdi.
  3. Olgun insan, kendisine öğretilen hiçbir şeyi gözü kapalı kabul etmez.
  4. İnsan, tercih serbestliği içinde hür dü­şünen bir varlıktır.

    1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilimsi yoktur?

    1. Çocuklar onar onar saymayı öğrendiler.
    2. Koşa koşa gidersen çabuk yetişirsin.
    3. O, konuşkan bir insandır.
    4. O gün şafak sökerken uzanmış.

    1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağ-fiil farklı görevde kullanılmıştır?

    1. Yazar, hiç abartıya kaçmadan anlatmış bu aşk hikâyesini.
    2. Gemi su almaya başlayınca, yolcular fi­likalara bindirilmiş.
    3. Ayağından vurulan asker, sürüne sürü­ne düşman mevzilerine ilerliyordu.
    4. Çocuğun gözyaşları, yanağından süzü­lerek annesinden gelen mektubun üze­rine düşüyordu.


    1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir fiilimsi kullanılmıştır?

    1. Sıkıntılarımızı önemseyişi hoşuma gidi­yor.
    2. O günleri yeniden yaşama olanağı yok.
    3. Elde ettiklerimizle yetinmeliyiz.
    4. Bu duruma tekrardan gelebilmek çok zor.

    1. Bir insanın birine ilk görüşte tutulup ömür boyu bağlı kaldığı sevgi, onun tanımadığı bir şeydir. Bu yüzden o, sevginin kendi ken­disini tüketmesi gerektiğine inanır; oysa gerçeğe daha yakın olan bunun tam tersi­dir.
    Yukarıdaki parçada kaç tane yan cümlecik vardır?

    A) 4 B) 5 C) 6 D) 7


    1. Göğsümdeki güvercin taklasına sert esen rüzgâr
    Şimdi uzun ikindiler boyunca
    Sık dişli bir tarakla taranıyor kalbim
    Ömrümün kumaşından yırttığın ağıt sende kalsın
    Sende kalsın önüne katıp götürdüğün yaprak
    Yukarıdaki parçada kaç fiilimsi vardır?

    A) 3 B) 4 C) 5 D) 6


    1. Aşağıdakilerin hangisinde farklı türde bir "eylemsi" kullanılmıştır?

    1. Koşar adımlarla yanımıza geleni tanıyor musun?
    2. Kendimi bildim bileli bu sorunları yaşı­yoruz.
    3. Gelecek hafta yapılacak toplantı iptal edildi.
    4. Çalışan insan her zaman başarıya ulaşır.


    1. Aşağıdakilerin hangisinde sıfat-fiille kuru­lan tamlama, belirtili nesne göreviyle kulla­nılmıştır?

    1. Öğrencilerin sorunlarını dinleyen ba­yan çok nazikti.
    2. Eğitimin önemini anlayan aileler gide­rek çoğalıyor.
    3. Son günlerde de yukarı katlara taşınan­lar oldu.
    4. Hiç kimse biriktirdiği çöpü sokağın ba­şına bırakmıyor.

      Çağa meydan okuyan, bu meydan okuma içinde kendi hayatını kuran, kendini çalış­maya adadıkça büyüyen, çoğalan gönül adamlarını, büyük dimağları, ufuk insanla­rını anlamak neredeyse imkânsızdır.
      Yukarıdaki cümlede kaç yan cümlecik var­dır?

      A) 5 B) 6 C) 7 D) 8

      1. Kaybettiklerinize yanarak hayatı kendinize zehir edeceğinize, sizi kayba sürükleyen hatalarınızdan ders çıkarıp onları tekrarla­mamaya çalışın.
      Yukarıdaki cümlede kaç fiilimsi vardır?

      A) 3 B) 4 C) 5 D) 6


      1. Başarı, yaptığını sevmek veya sevdiğini yapmaktır. Hedeflerinize sımsıkı sarılmaz­sanız hayatınız sevmediğiniz işlerin işgali altında ezilebilir. Hayatınıza anlam katacak bir hedef bulmak, yaşamak için heyecan ve istek bulmaktır.
      Yukarıdaki parçada kaç fiilimsi vardır?

      A) 6 B) 7 C) 8 D) 9



      1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil bir arada kullanılmıştır?

      1. Sorunları çizmeyip geleceğe havale et­mek yükümüzü çekilmez hâle getirir.
      2. Her sorunun çözüm yolunu bulmak akıllı insanların belirgin özelliğidir.
      3. Sorun yaratmak bazı insanlar için ade­ta meslek haline gelmiştir.
      4. Geleceği göremeyenler, günümüzün ba­sit meselelerini büyütürler.



      1. O dakikalar, o saniyeler geçmek bilmiyor­du. Kendi kendime parmaklarımı oynata­rak yüzüme elimi sürerek donmayı engelle­meye çalışıyordum. Bu arada Yusuf, palto­sunu çıkarıp kafasına sarmış, tipiden ko­runmaya çalışıyordu.
      Bu parçada kaç tane fiilimsi (eylemsi) kul­lanılmıştır?

      A) 7 B) 8 C) 9 D) 10




      1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bütün fii­limsi türlerine örnek vardır?

      1. Sihirbazların kullandığı bu gizemli söz­cüğün, "abrakadabra"nın, İbraniceden geldiği söyleniyor.
      2. Akide şekerinin geçmişteki işlevi sade­ce ağız tatlandırmak değilmiş.
      3. Sözlüklerde bulunmayan sözlerin söz­lüğü olarak tanımlanıyor bu kitap.
      4. Başkalarının tercih ettiği bir hayata mahkûm olmamak için bu sözlüğü ince­lemeden adım atmayın.